MAC Haute Dogs Koleksiyonu / Bursa Etkinlik


Herkese merhaba

Biraz geç kalan bir yazı ama bayram hazırlığı falan derken yazmaya fırsat olmadı. 18 Eylül akşamı Bursa Korupark Mac'te yeni koleksiyon Haute Dogs'ın tanıtım etkinliği vardı. Bursalı bloggerlar ve Mac Korupark ekibiyle beraberdik. Kısa bir bilgilendirmenin ardından ürünler karıştırılmak için bizi bekliyordu. 



Biraz Haute Dogs'tan bahsetmek istiyorum. Koleksiyon hazırlanırken insanların en yakın arkadaşları olan köpeklerin sahiplerine benzerliğinden ilham alınmış. Biraz saçma değil mi? Bence öyle. Keşke başka bir fikirle hazırlansaymış. Koleksiyonda gözler için tüy rengi tonları ve dudaklar için mürdüm rengi tonları ağırlıklı olarak kullanılmış. 



Koleksiyonu inceleme fırsatımız oldu. Özellikle rujlar ilgimi çekti. Zaten ruj sürdüğüm için deneyemedim ama oldukça ince yapılıydı rujlar. İki rengi çok beğendim. Labradorable ve Rare Breed. Göz farları da hoşuma gitti. Herkese hitap edebilecek sonbahar renkleri kullanılmış. Genel olarak koleksiyon zaten sonbahar renklerinden oluşuyor. Bu da artılarından biri bence.

Kısa bir etkinlik olduğundan ve ışıklandırmayla ilgili sorunlar nedeniyle fazla fotoğraf çekemedim. Yine de elimdekileri ekliyorum. Son olarak etkinliğin sonunda bloggerlara Wamplify koleksiyonundan lipgloss hediye edildi. Benim lipgloss'ım turuncumsu bir kırmızı olan Flash Drive idi. Renk benim için biraz fazla belirgin ancak kalıcılık mükemmel. Detaylı inceleme yakında blogta olacak :)









Toplu fotolar için Supercellma'ya çok teşekkürler :)

Marslı - Andy Weir / Kitap Yorumu


Mars'ta su bulunmasının konuşulduğu bugünlerde ben de Andy Weir tarafından yazılan Marslı'yı bitirdim. Mars ile ilgili bir kitap okurken Mars'ta bir şeyler keşfedilmesi bana biraz garip hissettirdi. Neyse kitaba gelecek olursam çok beğendim. 

Okuma maratonunun 5. kitabıydı. 2, 3 ve 4. kitaplar beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattığı için Marslı bana çok iyi geldi diyebilirim. Mart ayından beri kütüphanede beklettiğim için pişman oldum. Filmi vizyona girmeden önce okumak istediğim için de maratondaki 7 kitaptan biri olarak Marslı'yı seçmiştim. 

Bilimsel yönü de vardı elbet. Bu biraz mecburi çünkü Mars'ta öldü sanılarak bırakılan bir adamın yaşam mücadelesini anlatıyordu. Bu sebeple hayatta kalmak için bildiği her şeyi kullanıyordu. E bir astronottan bahsediyoruz. Tabii ki bilimsel yönü olacak :)

Bilimsel yönü beni sıkmadı. Bilimsel detaylar fazla şeklinde yorumlar okuduğumda ya beğenmezsem demiştim ama kesinlikle her şey kararındaydı. Mars'ta kum fırtınası sebebiyle darbe alan ve bulamadıkları için mürettebatın geride bıraktığı kişi Mark Watney. Botanist ve makine mühendisi. Orda sağ bir şekilde kaldığını fark ettikten sonra hayatta kalma mücadelesi vermeye başlayan Mark, her bilgiyi kullanmaktadır. Dünyanın ise onun hayatta kaldığından haberi yoktur çünkü kum fırtınasında iletişim sistemleri hasar almıştır. Elindeki tüm eşyaları ve beynini sonuna kadar kullanan Mark için bir mucize gerekmektedir. Çünkü Mars'a yolculuk 4 yıl sürmektedir ancak Mark'ın 4 yıl yaşayacak yiyeceği bile yoktur ki daha önce de dediğim gibi dünya onun öldüğünü düşünmektedir.

Roman eğlenceli bir dille yazılmış. Hele Mark'ın günlük tutma halleri en eğlenceli kısımlardı. Ölse bile günün birinde o günlüklerin bulunacağını düşünerek yazıyordu. Ve aklına geleni yazıyordu. Sansürsüz bir şekilde. Kitabın eğlenceli bir dille yazılmış olması akıcılığı arttırıyordu. Şöyle ki kitaba ara verince ne olacak diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Bu çıkmazdan nasıl kurtulacak falan derken aman ara falan vermeyeyim zaten rahat olmuyorum deyip tekrar elinize alıyorsunuz. Böylece hızlı bir şekilde bitirmiş oluyorsunuz :)

Goodreads okurları tarafından 2014'ün en iyi bilim kurgu romanı olarak seçilmiş ki bence sonuna kadar hak ediyor. Kitabın filmi bu cuma yani 2 Ekim'de vizyona girecek. Ben de en kısa sürede izlemek istiyorum. İzledikten sonra yorumumu yine buradan okuyabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

Çirkin Aşk - Colleen Hoover / Kitap Yorumu


Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı, bayram öncesi araya sıkıştırdım ama iyi ki okumuşum. Bekletmek haksızlık olurdu. Çirkin Aşk aynı zamanda yazarla tanışmamı sağlayan kitap. Umutsuz ve Yeni Bir Umut'u okumayı çok istiyordum ama fırsat olmamıştı. Çirkin Aşk ile başlangıç yapayım devamı gelir dedim.

Çirkin Aşk'ta pilot patlaması var diyebiliriz. Ana karakterler Tate Collins bir hemşire ama babası ve abisi pilot. Babası emekli olmuş ancak pilot kızı olmanın kolaylıklarını ve zorluklarını iyi biliyor. Abisiyle pek yakın bir ilişkisi yok ancak yaşadığı şehri değiştirip kısa süreliğine abisinin yanına taşınmak zorunda kalıyor. Burda konuya yine bir pilot olan abisinin karşı komşusu Miles Archer dahil oluyor. Miles, aşk defterini 6 yıl önce kapamış ve kendini ilişkilere kapamış bir adam ama bir şekilde yakın arkadaşının kardeşi olan Tate'ten etkileniyor. Tate için de durum farklı değil, Miles onu çekiyor ve iki kurala uyma zorunluluğu olan bir anlaşma yapıyorlar.

Kitapta Miles ile ilgili 6 yıl öncesi bölümler ve o günü anlatan bölümler arka arkayaydı. Bir geçmişi bir günümüzü okuyoruz. Miles, neden ilişkilerden kaçıyor, bunun cevabını da öğreniyoruz. Sona kadar Miles'ın öyle olma sebebini merak ediyordum ancak son beklediğim kadar çarpıcı değildi. Kurgu iyiydi ama sonu çarpıcı yapmayı başaramamış yazar. Yine de bu beni mutsuz etmedi. Okuduğum için mutluyum :) Yazarın anlatım tarzını çoğunlukla beğendim, okuyanı daima merakta bırakıyor.

Çirkin Aşk'ın film olduğu haberini de vermeden geçmeyeyim. Heyecanlı bir tanıtım verdiklerinden beri merakımız üç beş kat arttı. IMDB'de filmin Şubat 2016'da sinemalarda olacağı yazıyor, o tarihte çıkarsa muhtemelen aynı tarihte veya aynı ay içinde biz de izleyebiliriz. 

Bir de kitabı Elli Ton serisine benzetenler varmış sanırım alakası bile yok. Çok farklı şeyler var iki kitapta. Tarz olarak bile farklılar. Son bilgilendirmemi de yaptığıma göre artık yorumu bitirebilirim. Hoşça kalın.

Kor Adası - Kimberley Freeman / Kitap Yorumu


Herkese merhaba

Kor Adası'nı okudum bitirdim. Sıra geldi yorum yazmaya. Kimberley Freeman'ın okuduğum ikinci kitabı. Yazarın ülkemizde basılmış okumadığım bir kitabı daha var. Onu da ilk fırsatta alıp okumayı düşünüyorum. Çünkü bu tarzda yazılmış romanları seviyorum. Sarah Jio severler bu yazarın kitaplarını da seveceklerdir diye düşünüyorum.

Yine iki farklı neslin hikayesini okuyoruz. Yazarın okuduğum ilk kitabı Kır Çiçeği Tepesi idi. Sanırım yoğunluktan onun yorumunu bloga yazamamıştım. Ama kesinlikle okunmaya değer kitaplardan biriydi. Yine onda da iki farklı nesli okuyorduk. Büyükannesinin geçmişini araştıran torun vardı. Kor Adası'nda durum biraz daha farklı. Bir yazar olan Nina, son kitabında istediği ilerlemeyi gösteremez. Sevgilisinden ayrılması ve sevgilisinin yanında gördüğü kadın da duruma hiç yardımcı olmamaktadır. O da çareyi büyük büyükannesinin çocukluğunu geçirdiği Kor Adası'ndaki Starwater Evi'ne gitmekte bulur. Orası zamanla ellerinden çıkmıştır ve alabilecek güce sahip olan Nina, büyük büyükannesinin yadigarı olan evi geri almıştır. Kiracılar birkaç yıl kalıp habersizce ortadan kaybolduklarında evin durumunu görmek ve tamir ettirmek için orada kalmaya karar verir.

Starwater Evi'ne gelmek, orada kalmak, Nina'ya garip bir huzur verir. Evin dökülmüş duvarlarından günden güne büyükannesinin çocukken yazdığı günlük sayfalarını bulmaya başladığında oradan ayrılmak için doğru bir zaman olmadığına karar verir. Joe ile tanışan Nina için her şey karmaşıklaşırken aylar öncesinden bitmiş olması gereken romanında ise herhangi bir gelişme kaydedememektedir. 

Hem kısa hem uzun bir yorum oldu gibi ama asıl olayla ilgili herhangi bir şey yazmak istemedim. Çünkü asıl hikaye 1890'larda yaşanan hikaye. Nina'nın büyük büyükannesinin mürebbiyesi Tilly ile alakalı olan kısımlar soluksuz okunan kısımlar. Okurken sinirden deliye dönmeniz normal. Hele de biraz feminist bir yanınız varsa o zaman sinir seviyesi biraz daha yükseliyor. 

Kor Adası, çok akıcı bir romandı. 480 sayfalık bir kitap sanırım ve hemen bitiyor. Zaman atlaması oluyor bol bol. Yani 1891'deki olayların anlatılmasının ardından 2012 yılına geçiyor. Böyle dönüşümlü bir şekilde ilerliyor. Eğer böyle zaman atlamalı kitaplardan hoşlanmıyorsanız Kor Adası, size göre olmayabilir. 

Orijinal kapak taraftarıyım ama bizim kapak da kötü olmamış. İsminin orijinal dilden direk çevrilmesi benim için sevindirici. Çünkü isim değiştirildi mi çoğunlukla kitabın konusuyla alakası kalmıyor. Bir ayraç hastası olduğum için Arkadya'nın püsküllü ayraçlarını da çok sevdiğimi eklemek istiyorum. Benim açımdan keyifli bir okuma oldu. Kimberley Freeman, ne yazarsa okurum dediğim yazarlar arasında yer alıyor. Bu yüzden yeni kitapları merakla bekliyorum. Hoşça kalın.

Barbara J. Zitwer - Ölüm Bizi Ayırana Dek / Kitap Yorumu


Herkese merhaba

Yazarın ilk kitabı olduğunu düşündüğüm Ölüm Bizi Ayırana Dek, sakin ama akıcı bir romandı. Hani öyle aksiyon falan arıyorsanız bu kitap size göre değil. Yoğun aşk, cinsellik barındırmıyor. Oldukça normal bir akışta devam ediyor.

Hikayemizin asıl karakteri oldukça çok. Öncelikle Amerika'da yaşayan Joey var. Kendisi mimar. Çok çalışan bir kadın Joey. İşinde yükselmiş ama 37 yaşında ve yalnız. Son kalp kırıklığından sonra artık umudunu yitirmiş. Çalıştığı şirket İngiltere bulunan Stanway Evi'ni restore edecek. İşlerin başında durması gereken patronu kaza geçirince İngiltere'ye gidecek olan kişi Joey olur. 

Hayallerinden birini gerçekleştirecek, aynı zamanda da çalışmaktan büyük keyif aldığı Stanway Evi'ni kendi gözleriyle görecektir. Ancak onu İngiltere'de bekleyen beraber büyüdüğü, kardeşi kadar yakın olan ama yıllardır görüşemediği arkadaşı Sarah vardır. Dostlukları yıllar öncesinde kalmış bu ikili, zamanı yenip eskisi gibi olabilecek midir? Stanway Evi'ne göz kulak olan Ian ve kızı Lily ile tanışan Joey için işler zamanla içinden çıkılmaz bir noktaya gelecektir.

Bir başka konuda J. M. Barrie Kadınları Yüzme Kulübü'nün tatlı 5 kadını. Yaşları 60'ların çok üzerinde olan bu 5 kadın Stanway Evi'ne yakın olan göle yaz-kış demeden girmekte ve gençliklerinden itibaren dostluklarını sürdürmektedirler. Joey'nin yolu bu 5 kadın ile kesiştiğinde hayatındaki eksikleri sorgulamaya başlar ve zamanının bir bölümünü bu kadınlara ayırarak onlara gölde yüzerken eşlik eder. 

Benim bu kitaptaki favorim yüzme kulübü kadınlarıydı. Kitap orijinal adını da yüzme kulübünden alıyor zaten. Keşke orijinal isim kalsaydı, gerçekten kitaba uygun ve farklı bir isim. Kitaptaki ufak hatalar gözümden kaçmadı. Okumaya kaptırmışken fazla dikkat çekmese de ben bu konuda hassas olduğum için söylemeden geçmek istemedim. Sonu birden bittiği için tadı damağımda kaldı. Biraz daha uzatsa ve gelecekle ilgili bir bilgi verseydi yazar ben daha çok severdim. Kapakla ilgili de şunu söylemek istiyorum. Yayınevi facebook sayfasında 2 kapak verip seçilen kapakla bastı bu kitabı. Bence yine en uygun kapak orijinal kapakmış, basit ama içeriğe uygun. 

Okuduğum son birkaç Nemesis kitabı gibi bunun sonunda da başka bir kitabın ön okuması vardı. Aslında güzel bir şey. Kitaba başlayıp beğenirseniz o kitabı da alıp okuyabilirsiniz. Şimdilik benden bu kadar. Hoşça kalın.

Gratis Bayram İndirimleri ve Alışverişi


Herkese merhaba

Buram buram bayram indirimi kokan bugünlerde ben de bazı indirimlerin çekiciliğine dayanamadım. Gratis sanırım bayram indirimlerindeki en favori mağazam oldu. Ekim ayında başlatacağım blogumun 6. yaş çekilişine hazırlandığım için sizleri düşünerek alışverişlerimi renklendiriyorum :) Bol sürprizli iki çekiliş düzenlemeyi düşünüyorum. Biri kozmetik-bakım ağırlıklı biri kitaplarla ilgili olacak ve blog-instagram üzerinden ilerleyecek.

Gratis ve diğer kozmetik-bakım mağazalarının bayram indirimlerini incelemek isteyenler indirimleri derlediğim yazıma buradan bakabilirler.

Gratis bayram alışverişimi ihtiyaca yönelik yapmaya çalıştım. İndirimin ilk günü aradığım ürünleri bulmakta sorun yaşamadım. 1-2 fire vermiş olabilirim ama genellikle liste dışına çıkmadım.


Gosh Kozmetik ile ilk tanışma için bir süredir aklımda olan bu allığı seçtim. Yarı fiyatına yani 15 tl'ye almış oldum. 4 farklı renkten oluşan bu allığın bir rengi simli. Hepsini karıştırarak kullanmayı düşünüyorum ama tek tek kullanmak da mümkün. Almayı düşünenler için rengi Pink Pie.


Real Techniques Blush Brush bir süredir almayı düşünüyor ama fiyatlarının yüksekliğinden ötürü erteliyordum. Aklımda bir yurt dışı alışverişi yapmak vardı. Ancak doların uçması sebebiyle fiyat farkı pek kalmadığı için %30'luk indirimi değerlendirdim. Bu fırçayı 27 küsura almış oldum.

Kapatıcı fırçası sanırım en çok kullandığım fırça. Kullandığım fırçanın eskimesi üzerine hemen yenisini aldım. Ürünlerini merak ettiğim Ecotools ile de böylece tanışma fırsatım oldu :) İndirimi %kaç bilmiyorum ama 11 küsura aldım.


Babamın bir süredir kullandığı ve memnun kaldığı Otacı 10 bitkili şampuan da alışverişime eklendi. Güzel bir indirim vardı ve 400 ml. şampuan sanırım 10 küsura geldi. Bu şampuanı ince telli saçlara sahip olanlara öneririm. Ben kullanmadığım için yazısını yazmayacağım ama babam fazlasıyla memnun.


Bittikçe aldığım Benri'nin renkli kulak çubuklarından yine aldım. 200'lü bu kutu 2.25 tl.

Çantaya atmalık 3'lü ıslak mendilleri de kasadayken alışverişe ekledim. 1.95 ti fiyat yanlış hatırlamıyorsam.

Gratis alışverişim böylece tamamlanmış oldu. 20 Eylül'de bitecek olan indirimleri incelemek için gratis.com.tr'ye bakabilir ihtiyaç ürünlerinizi indirimli olarak alabilirsiniz. Alışveriş yazılarım devam edecek.

Şu an Watsons, Cosmocare, Rossmann, Migros'ta indirimler devam ediyor. Ben Cosmocare'e bakamadım. Rossmann indirimleri ilgimi çekmedi. Migros'a şöyle bir göz attım, resmen yağmalanmıştı :) Bayram öncesi alışveriş yapacaksanız şu an tam vakti. İndirimlere göz atmakta fayda var. Benim bayram alışverişim dün Watsons'a bakıp aradıklarımı bulamadığım an sona ermişti. Umarım sizler aradığınız ürünleri bulursunuz. Mutlu bir hafta sonu diliyorum.

Benimsin - Maureen Smith / Kitap Yorumu (Brand Clan #2)


Serinin ilk kitabı Seninim'i de kapsayan bir yorum olacak. Çünkü ilk kitabı yıllar önce, ilk çıktığı zaman okumuştum ve o yıllarda blogumda kitap yorumlarıma yer vermiyordum. O yüzden iki kitabı kapsayacak şekilde yazmaya çalışacağım.

Seninim'i okurken konu çok farklı gelmişti. Akıcıydı. Lena'nın yaptığı iş, bu işi yapma nedenleri, işin kuralları ve Roderick Brand'in bir anda her şeyi yıkıp Lena'nın hayatını değiştirmesi etkileyiciydi. Seninim'in ilk baskısındaki kapağı orijinaline göre çok iyi bulmuştum. Yeni baskısı da yine oldukça hoş bir kapağa sahip. Orijinalinden çok daha güzel :) 

Benimsin yine seri adından da anlaşılacağı gibi Brand Kardeşler ile devam ediyor. Roderick'in ikizi Remington'un hikayesini okuyoruz. Remy donanmadan kovulmuş ve bunu atlatması zor olmuş. En sonunda güvenlik ile ilgili bir şirket kurup bir ekip oluşturunca işleri biraz daha yoluna sokabilmiş. Çocukluktan beri en yakın arkadaşı olan Zandra'ya karşı olan hisleri onu fazlasıyla zorluyor ama Zandra'yı kaybetmek bile istemiyor. Bu yüzden ne yapacağını hiç bilemiyor. Lena ve Roderick'in evliliğinden sonra ailecek çıktıkları tatil bu ikili arasında beklenmedik bazı şeylere yol açacak. Bize de bu eğlenceli hikayeyi okumak kalıyor.

Brand kardeşler, resmen koloniler. 6 kardeşler. 2 kız 4 erkek. Abla evli, abi evlenip boşanmış, çocukları var. Ailece birbirlerine çok düşkünler. Ve en önemlisi çocuklukta bol bol travma yaşayan Zandra'yı ailelerinden biri olarak kabul etmişler. Zandra yıllardır Brand ailesine çok yakın. Doğal olarak Remy'ye de çok yakın, birbirlerinin her şeyini biliyorlar ama bir yerde bu durum değişiyor. Duygular değişiyor ama yılların dostluğunu kaybetme korkusu da var.

Zandra'dan biraz bahsedecek olursak bir eskort ajansı var. Ajansa bağlı çalışan 10 kız var. Tabii ki Lena'nın çıkmasıyla bu sayı 9'a düşmüş. Seçkin müşterileri olan bir ajans. Randevu ayarlamak için belli testlerden geçmek gerekiyor. Kızlar, müşterilerine partilerde, toplantılarda vb. yerlerde eşlik ediyorlar. Aralarında herhangi bir ilişki olması yasak. Bu kurala bağlı çalışmak zorundalar. Zandra'nın sorunlu bir geçmişi var ama o kendini başarılı bir noktaya getirmeyi başarmış biri. Herkesin sevgisini, saygısını kazanmış ve güzelliğiyle baş döndürüyor. 

Kitap ciltli, okumamış olanlar için Seninim'de tekrar ciltli olarak basıldı. Seriye başlamadıysanız ikisini de ciltli alma şansınız var. Ciltli kitaplardaki ip pratikliği ile beni kendine çekiyor resmen. Evet ayraç çok seviyorum, şekilli, renkli ayraçlar ama ip kullanımı çok kolay :)

Yazar serideki bu iki kitaptan sonra bu seriye ait başka kitap yazmamış, başka serileri var ama şu an yıllardır bu seriye ait bir kitap çıkmamış ve açıkçası benim merak ettiğim iki kardeş var. Onların hikayesi de yazılsa ne güzel olur diyor ve yazımı sonlandırıyorum. Görüşmek üzere.

Bayram İndirimleri / Kozmetik - Bakım


Herkese merhaba

O kadar çok bayram indirimi vardı ki bunları bir yazıda birleştirmek istedim. Okuyanlara yardımcı olacağını düşünüyorum. İlk olarak bayram indirimlerindeki favorim Gratis ile başlayalım.

Gosh Kozmetik ile benim gibi henüz tanışmamış olanlar varsa %50'lik indirimi değerlendirebilirler. Max Factor ürünlerinde de yine %50 lik bir indirim var. The Balm, Loreal(renkli kozmetik ve yüz bakım ürünleri) ve bay-bayan parfümlerde, Nivea yüz bakım ürünleri, Himalaya ürün çeşitlerinde ve daha birçok markada ise %40'lık bir indirim yapılmış. 3 al 2 öde, 1 alana 1 bedava gibi kampanyalar da mevcut. Real Techniques fırçalar ve Maybelline, Pastel ürünleri de yine %30 indirimde. Kampanyaları detaylı incelemek için gratis.com.tr





Watsons bu indirim döneminde yeni bir şey denedi. Bugün aslında indirim başladı ancak ilk gün bu indirimden sadece Watsons Card sahipleri yararlanabilecek. İndirimler şu şekilde:

Max Factor, Deborah %50, Revlon, Loreal %40, Alix Avien, Rimmel London, Maybelline, Pastel %30 indirimde. Fazlası için üstteki görselleri inceleyebilirsiniz.

Rossmann bu bayram indiriminde sönük kaldı. Urban Care şampuanlardaki %50 indirim dışındaki hiçbir indirim bana çekici gelmedi. Kendi markalarında bile neredeyse indirim yapmamış Rossmann. Alterra'dan güzel bir indirim bekliyordum ama hiçbir indirim yok. Çeşitli markalarda %30,40 ve 50 indirimler var. 17-23 Eylül tarihleri arasında devam edecek indirimleri incelemek isterseniz rossmann.com.tr


Cosmocare, Bursa'nın yerel mağazalarından biri. %50'ye varan indirim diyor ama indirimli marka veya ürünlerle ilgili hiçbir bilgi yok. 18-23 Eylül tarihleri arasında mağazaya yolu düşenler uğrayıp neler indirimde bakabilir :)


Yine Bursa'nın yerel mağazalarından biri Kağan Parfümeri. Kendisini lise yıllarımdan beri pek severim ve alışveriş yaparım. İşleri büyütüp Bursa dışına açıldılar ve şu an sanırım 3 ilde mağazaları var. Birçok mağazadan güzel indirimler yapmışlar. Max Factor, Loreal makyaj ürünlerinde, Olay cilt bakım ürünlerinde %50, Maybelline, Nivea cilt ütünlerinde ise %40 indirim var. Loreal cilt bakım ürünlerinde ise %45 indirim devam ediyor. Mağazaya gidemiyorsanız online olarak kaganparfumeri.com'dan alışveriş yapabilirsiniz. 

Sanırım en güzel indirimi Migros yaptı. Mağazaların yanısıra sanal market üzerinden de indirimli ürün almak mümkün. 17-20 Eylül arasında tüm yüz,vücut ve el bakımı ürünleri %50 indirimde,  parfüm ve deodorantlar, makyaj malzemeleri ve aksesuarlarında da çok güzel indirimler var. Hele deodorantlar kapış kapış satılıyor. 

Benim dikkatimi çeken indirimler bunlardı. Yine bugün gözüme takılan olursa ekleme yaparım. Umarım bu yazı hoşunuza gitmiştir. Hoşça kalın.

Lola ve Komşu Çocuk - Stephanie Perkins (Anna and The French Kiss #2)


Öncelikle belirtmek istiyorum. Serinin ilk kitabını okumadım. Birbiriyle bağlantılı kitaplar olmadığı için onu sonraya bıraktım ama Anna'nın hikayesi de merak ettiklerim arasında yerini aldı.

Lola ve Komşu Çocuk ile ilgili neler söyleyebilirim kısmına geçecek olursam hani bazı kitaplar vardır. İnsana umut verir. Farklıdır, sade bir dille yazılmıştır ama kendi içinde bir uyum yakalamıştır. Abartılı cümleler olmasa da kendini okutur. Akar gider. İşte bu da öyle bir romandı. Naif bir hikayeydi ve ben böyle hikayelere bayılıyorum.

Lola, 17 yaşında, liseye gidiyor. Sevgilisi Max 22 yaşında ve bir rockçı. Max'in bir grubu var ve konserler veriyor. Görüntüsü de oldukça sıradışı ama sıradışılık konusunda Lola'nın eline su dökemez. Çünkü Lola, renkli peruklar, simli kirpikler, değişik bot ve ayakkabılar, herkesten farklı giyim stili ile oldukça iddialı. Lola'nın hayalleri de giyim stili gibi farklı, okuyanlar bana hak verecek :)

Lola'nın ebeveynleri, Andy ve Nathan ona karşı aşırı korumacılar ve Max'i onaylamıyorlar. Bu yüzden de Lola'yı sürekli denetim altında tutuyorlar. Eşcinsel bir ailenin evlatlık kızı olan Lola bir yerine iki babayla baş etmeye çalışıyor. Lola'nın geçmişten gelen bir yarası var. Bell ikizleri. Cricket ve Calliope Bell. İki sene önce taşınan komşularının ikiz çocukları. Onların evlerine tekrar taşındığını öğrenmek Lola için tam bir kabus oluyor. Çünkü kaçamayacağı kadar yakınlar, Cricket ile pencereleri karşılıklı. Çocukluktan beri arkadaş olsalar da iki yıl önceki ayrılmalarından sonra nasıl davranacağını bilemiyor.

Cricket için bir mucit denebilir. Küçüklüğünden beri yaptığı icatlar ile çevresindekileri mutlu ediyor. 18 yaşında. İkizi Calliope, buz patencisi ve olimpiyatlara hazırlanıyor. Çocukluktan beri hayatı Calliope'nin kariyeri için oradan oraya gitmekle geçmiş, biraz ihmal edilmiş bir çocuk. 2 yıl öncesinin anıları ve duyguları ilk günkü gibi orada. Üniversite için evden ayrılmış olsa da haftasonlarını ailesiyle geçiriyor ve bu Lola için içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bir süre sonra bir seçim yapmak zorunda hisseden Lola acaba ne karar verecek?

Lola'nın hikayesi farklı ama akıcı. Sadelikten ödün vermemiş yazar. O yaşın duygularını aktarmayı başarmış. Hani böyle tatlı ilk aşk hikayesi olur ya bu da öyle hoş bir hikaye. Tadı damağında kalıyor insanın. Lola ve Cricket arasındaki ilişki çok gerçekçi, okuyunca o kadar normal geliyor ki. Sanırım biraz da bu yüzden sevdim. Gerçek hayatı anlatıyor gibiydi. Kitabın ciltli olması da benim için artılardan biri. Hem ciltli kitabı kim sevmez ki... Kitaptaki yıldızlar eminim dikkatinizi çekecek. Konuyla alakası var ve sanırım okuyanlar bu detayı çok beğenecek. Benim yorumum bu kadar. Başka yazılarda görüşmek üzere.

Flormar İndirimi ve Alışverişi


Herkese merhaba

Bayram indirimleri bugün başladığı için blogta bol bol alışveriş yazısı olması muhtemel. Geçen hafta sonu yaptığım alışverişi yazmadan geçmek istemedim. Flormar'ın uzun süredir devam eden indirimi az bir değişimle tekrarlandı. İlk indirimde kendimi tuttum ama bu indirimde Flormar mağazasını görünce daha fazla dayanamadım. Daha çok merak ettiklerimi denemek için yaptığım bir alışverişti. Kullandıkça detaylı yazıları yine burada olacak. 


Eyeliner çok nadir kullanırım ama bu colorliner'ları es geçemedim. Soldan sağa renkler:

02. psilocybin blue
01. v for victory
03. olive branch
05. fell by the moon


BB Spray Mousse Primer denemek istediğim ürünlerden biriydi. Büyük bir beklentim yok ancak almasam aklımda kalacaktı :)


Önceki indirimde bu aydınlatıcıdan almıştım. Birkaç kez kullandım, hoşuma gitti. Görünce bir tane yedek olsun diye aldım. 

6 parça ürüne toplam 30 tl ödedim. Tanesi 5 tl idi. Bu indirim sanırım ekim ayına kadar mağazalarda ve online satışta devam edecek. Ben ürünleri Bursa Zafer Plaza Flormar'dan satın aldım. Fazlasıyla ürün vardı. Stoklar tükenene kadar sanırım tüm mağazalardan bulabilirsiniz. Çünkü birçok ürün flormar.com.tr de bitmiş. Online alışveriş için flormar.com.tr

Emma Chase - Darmadağınık / Kitap Yorumu (Tangled #2)


Tangled serisi 2. kitabı Darmadağınık bitti. İki kitabı arka arkaya okudum ve şimdi diğer kitaplarda ne olacak diye meraktayım. Umarım bir an önce devam kitapları gelir :)

Karmakarışık yorumuna göz atmadıysanız TIK

Karmakarışık'ta olaylara Drew'un bakış açısıyla bakmıştık. Anlatıcı oydu ama Darmadağınık'ta başrolde Kate var. Anlatıcımız Kate ve olaylar ilk kitaptan 2 yıl sonradan başlıyor. Yanlış anlaşılma silsilesi yine devam ediyor. Drew, sormadan olayları kafasına göre yorumlayıp sonrasında kırıp dökmeyi ihmal etmiyor. Tipik Drew işte. Huylu huyundan vazgeçmezin kitap karakteri versiyonu. Adam akıllanmıyor. Bir şey görüyor, yorumluyor, silahları kuşanıp ilk fırsatta vuruyor. Ve yine bir yanılgının içinde kalıyor.

Tahmin ettiğiniz gibi Drew ve Kate ayrılıyor. Hem de ikisi de ayrılık sebebini farklı sanıyor. Ortada büyük bir yanlış anlama var. Kitaba başladıktan sonra olayların nasıl ilerleyeceğini biliyor ama merakla okumaya devam ediyorsunuz. Yazarın kaleminin kuvvetli olduğunu söylemem lazım. Hani ortada çok farklı bir konu yok ama hikaye kendini okutuyor. Hem de kitabı elinizden bırakmadan okuyup bitiriyorsunuz.

Spoi vermeden yazmaya çalışıyorum ama bir şey söyleyeceğim ve tadı kaçacak diye çekiniyorum. Kitap fazlasıyla akıcı olduğu için başladığı gibi bitiyor. Yan karakterlerden bahsedeyim en iyisi. Drew'un ablası Lexi, ablasının eşi ve aynı zamanda şirketin ortaklarının birinin oğlu olan Steven, yine şirket ortaklarından bir diğerinin oğlu Matthew, Kate'in en yakın arkadaşı Dee, Mackenzie ve daha birçok karakter. Hepsi yeterli ölçüde yer alıyor hikayede. Ne eksik ne fazla... Sürpriz bir karakter daha var tabii de o sürpriz olsun :)

Orijinal kapak kullanılması hoşuma gidiyor. Çünkü kapaktaki adam resmen Drew yani o havayı veriyor :) Ciltli kitap olması da çok güzel. İçindeki ip ayraca gerek kalmadan rahat bir okuma sağlıyor. Son olarak yazarın filmlere bir takıntısı olabilir. Birçok film karesi ve karakterinden bahsediliyor. Film izlemeyi sevenler bu şekilde de değerlendirebilirler. Benden şimdilik bu kadar. Hoşça kalın.

Emma Chase - Karmakarışık / Kitap Yorumu (Tangled #1)


Karmakarışık'ı okumak için bir süre bekledim. Fazla popüler kitapları beklemeden okumamak gibi bir huyum var genel olarak. Serinin 2. kitabı Darmadağınık çıkınca daha fazla bekleyemedim çünkü acayip merak ediyordum. Neyse ki okudum :)

Drew diye diye bitiremedikleri Drew cidden anlatılacak kadar varmış. Böyle umursamaz, çapkın bir adamın aşık olmasını ve istediği şeyin peşinde pes etmeden koşmasını okumak keyifliydi. Gerçekten olur mu diye okumayın, tabii ki olmaz ama okuduğunuz süre içinde sizi eğlendirmeyi başardıysa bence o kitap olmuştur. Karmakarışık için de yorumum böyle olacak. Olmuş. Abartı cümleler vardı evet ama o abartı bile yakışmıştı kurguya. 

Drew, 28 yaşında ailesinin yatırım bankacılığı şirketinde çalışan işine bağlı ve çok başarılı ama kadınlara aşırı düşkün biri. Kendini beğenmiş, özgüveni tam bir adam. Tek gecelik ilişkilerin adamı, tam anlamıyla playboy. Aşk gibi bir şeyden haberi bile olmayan Drew, önceki gece barda gördüğü ama karşılık alamadığı kızı işyerinde karşısında görünce şok olur. Babasının yeni eleman diye bahsettiği geleceği parlak Katherine, onu karmakarışık bir hale sokar. 7 gün evden çıkmayan Drew kendisini grip sansa da gerçekler aslında bambaşka :)

Katherine, kariyer uğruna şehrini değiştirmiş, nişanlı ve aklı başında bir kız. Nişanlısıyla on yıldır beraberler. Annesini yanına getirmekten başka isteği yok. Yatırım bankacılığı işi onun hayatını yola sokması için önemli. Eğitimini almış, başarılı, hırslı bir kız. Drew, onu baştan çıkarmak için ne kadar uğraşırsa uğraşsın etkili olamıyor. Ama zamanla ikisi de kendilerini ummadıkları bir noktada bulmaktan kaçamıyorlar.

Çooookk eğlenceli, keyifli, akıcı bir romandı. Ciltli olması da artı tabii ki. Orijinal kapağın kullanılması da çok güzel. Redaktesi çok az sorunluydu, dikkatimden kaçmadı ama kaptırınca çok göze batmıyor. Bu kitapla ilgili söyleyebileceğim olumsuz bir şey yok. Kısa sürede bitiyor zaten :) Darmadağınık yorumum da gün içinde gelecek. Şimdilik hoşça kalın.

İlknokta.com ve Okuoku.com Alışverişi


Herkese merhaba

Yaz bitmeden aldığım bu kitapların yazısı bir hafta geç gelmiş olabilir ama tur, etkinlik derken kitap okumaktan yazamadım. İki sitede de kampanyalar devam ediyor. Almayı düşünenler hala alışveriş yapabilirler.

İlk olarak okuoku.com'da Doğan Kitap 5 tl kampanyası vardı. Uzun zamandır aklımda olan bu kitapları Histeri'yi kargo ödeyen kitaplarda görmem sonucu aldım. Histeri, kardeşimin uzun zamandır okumak istediği kitaplardan biriydi. Bu sayede 22 tl'ye bu üç kitabı almış oldum. 


Birden çok kampanya vardı ama ben sadece 5 tl kampanyasından alışveriş yaptım. Mönüde Aşk Var ve Sıcak Bedenler 5'er tl'ye Histeri 12 tl'ye alındı. Sıcak Bedenler, ara ara açıp izlediğim filminden dolayı hep aklımdaydı. Başrol Nicholas Hoult'un filmde benim adım R dediği sahne gözümün önünden gitmiyor. Basit bir film belki ama ben ara ara açıp izlerim. Dip not olarak söyleyeyim. Film Türkçe'ye Sıcak Kalpler adıyla çevrilmiş. İzlemek isteyenler olabilir :)


Üst görselde gördüğünüz ayraçlar ve kahve, okuoku'nun alışveriş hediyeleri. İnsan birbirinden şeker bu kadar ayracı görünce mutlu oluyor valla. Kahve sevmesem de çok hoş hediyeler olduğunu kabul etmem gerek. 

Gelelim ilknokta.com alışverişime, neler almışım ne kadara almışım :) 75 küsur tuttu yanlış hatırlamıyorsam aldıklarım. Gayet güzel bir alışveriş olmuştu. Siparişim geldikten sonra okuoku'da Yabancı Yayınları kitaplarının 9.90 tl'ye indiğini görmeseydim daha iyi olacaktı gerçi :) Neyse ben de yarı fiyatına aldım diyerek avutuyorum kendimi. 


Cesur Yeni Dünya, okumayı çok istediğim ama boyunun küçük olması sebebiyle almak için beklediğim bir kitaptı. Bursa Kitap Fuarı'nda yetkili bir ağızdan boyunda herhangi bir değişiklik düşünülmediğini öğrendikten ve bir süre sonra daha bekledikten sonra artık aldım. İndirimli fiyatı 9 küsurdu. Tezer Özlü, uzun zamandır okumayı istediğim bir yazardı. Yaşamın Ucuna Yolculuk ve Çocukluğun Soğuk Geceleri'de siparişe böylece eklenmiş oldu. Fiyatları 6 ve 4.50 tl. Sezgi, Kaçınılmaz'dan sonra dört gözle beklediklerimden biriydi. Öngörü serisinin ikinci kitabı. Etkinlik ve tur kitaplarımı bitirip hemen okumayı istiyorum. Fiyat 13.50. 

Kurucunun Kızı, tabiri caize fırtına gibi esti. Onu da es geçmek istemedim. 11.50 tl'ye almış oldum. Aç Gözlerini, Blackstone serisinin 3. kitabı. İlk iki kitabı okuduğum için bunu da bir merak aldım. Yarı fiyatla 11 tl'ye geldi. Biz, bir süredir okumayı düşündüğüm bir kitaptı. Hatta Kitap Ağacı Bursa grubunda fidan ihtimali konuşulmuştu. Biz bunu toplu şekilde okur muyuz bilmem ama ben aldım ve ilk fırsatta okuyacağım :) Fiyat 9 küsur. Gölgeler'i ilk çıktığında okumuş, almak için uygun zamanın gelmesini beklemiştim. Serinin ikinci kitabı çıkınca onu da almam gerektiğinden emin oldum. Bu arada fantastik seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Yarı fiyat kampanyası ile bana 10 tl'ye geldi. 

İki siparişi aynı akşam verdim ve aynı gün bana ulaştılar. Birkaç gün içinde elimdeydi paketler. Kısacası memnun kaldığım alışverişler oldu. Postiga ve Yabancı Yayınları'ndan kitap almayı düşünüyorsanız şu ara okuoku.com'da tüm kitaplar 9.90 tl. Değerlendirmenizi öneririm. Mutlu günler.

Aleatha Romig - Tutku Oyunları / Kitap Yorumu (Tutku Oyunları #1)



Herkese merhaba

Deniz Kızları ile Okuma Etkinlikleri'nin bu seferki konuğu Aleatha Romig tarafından yazılan Tutku Oyunları. Bu kitabı erotik olarak biliyor olabilirsiniz ama bunun çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu kitapta anlatılan bir adamın bir kadını kaçırıp onu yalnızlaştırarak tecavüz ederek döverek onun psikolojisini bozarak kendisine aşık olduğunu hissetmesini sağlamak. Bunun gerekçeleri - ki böyle şeylerin gerekçesi olduğuna kesinlikle inanmıyorum - kitapta yer alıyor hatta devam kitaplarında asıl detaylar olacak sanırım. Ama okuyacaklar bilsin ki bir aşk hikayesi okumayacaksınız ve kesinlikle özendirici bir durum yok. Daha çok hastalıklı iki kişiyi konu alıyor bana göre.

Siz hiç bir kitabı okurken hem sinirlenip hem devamını merak ettiniz mi? Bu kitap tam da öyleydi benim için. Okuduktan sonra yorum yazmak için bir süre bekledim çünkü bitirdiğim an aşırı şoktaydım. Gerçi ilk sayfadan son sayfaya kadar şoktan çıkamadım ya neyse.

Öncelikle okumak isteyenleri uyarmak istiyorum. İlk sayfada da yazdığı gibi Tutku Oyunları, psikolojik ve fiziksel şiddet, kaçırma, tecavüz gibi konuları işliyor. Psikolojik yönü ağır olan bir kitap ve okuyanı da etkiliyor haliyle. Empati falan yapamıyorsunuz cidden muhtemelen deneseniz bile yapamazsınız. İlk sayfalarda başladığınıza pişman olmanız mümkün. İlerleyen sayfalarda bu kız normal değil demeye başlıyor ve sonunda pisliğin önde gidenisin Tony diyerek bitiriyorsunuz. En azından ben öyle yaptım ve hala Tony'yi düşünmek sinirimi bozuyor.

Claire, 26 yaşında barmenlik yapan bir kızdır. Kendi halinde yaşarken bara gelen Anthony hayatını değiştirir. Hem de ne değiştirme... Kendine geldiğinde bilmediği bir yerde kapalı tutulduğunu anlayan Claire için o andan sonrası çok farklı olacaktır.

Anthony ile ilgili bir şey demeyeceğim. Böyle insanlık dışı birini okumadım şimdiye kadar. 45 yaşında olduğunu bilin yeter. İnsan baştan sona ona karşı bir sempati duyamıyor. Öyle Grey falan gibi olduğunu düşünmeyin, alakası yok. Zaten kitaba erotik demek yanlış olur. Çok daha başka bir türde bu kitap. Basite indirgeyerek ona kaçıran adama aşık olan bir kadın var diyemeyiz. Çünkü okuduğumuzda olay çok daha başka. Tamamen psikolojik olaylar üzerinden gidiyor.

Kitap ve yazarla ilgili kızlarla etkinlik konuşmalarımızı görebilseydiniz keşke. Cidden herkes dağıldı ve iki gün içinde o kitap bitti. Sonrası beyin fırtınası. Serinin devam kitaplarında ne olacak, ne zaman çıkacak vb. bunlar hakkında saatlerce konuştuk. Şoku hep beraber atlatmaya çalıştık. Çoğunlukla bunalım takıldık falan fazlasıyla dağıtıyor okuyanı.

Arkadya Bitter, kapakları açısından biraz eleştirildi ama beni rahatsız etmedi kapaklar. Rengi farklı olabilirmiş tabii :) Ek olarak orijinal kapak konuya cuk oturuyormuş. Sanırım kapakla alakalı tepkiler biraz da bundan kaynaklanıyor. Yine ismi de orijinal dilinden tam anlamıyla çevrilseydi bence çok daha güzel olurdu. Konuya çok uygun bir ismi var çünkü. Hayatımda ilk defa bir kitaba puan verememiş olduğumu da söylemek istiyorum ki puan verme standartlarım bellidir. Baş karaktere kızıp puan vermemek benim için çok yeni bir kavram. Spoi vermeden anlatmaya çalıştığım kitap yazısının sonuna geldim. Başka yazılarda görüşmek üzere. Hoşça kalın.

Güncelleme:
Serinin 2.1. kitabı yorumu için TIK.
Serinin 2.2. kitabı yorumu için TIK.

Sinem Akça - Bana Şans Dile / Kitap Yorumu


Herkese merhaba

RKBT ve Sihirli Kitap ortaklığıyla yaptığımız etkinlikte yorum günüm geldi çattı. Sinem Akça'nın daha önce çıkan kitaplarını okumamıştım. Bana Şans Dile ile tanışmış oldum. Böğürtlen Yayınlarının yayın hayatına başladığı kitaplardan biri olma özelliğini de taşıyor Bana Şans Dile. 

Didem'in hikayesini Yasemin'in anlatışıyla okuyoruz. İlk başta bunu biraz yadırgadım ama zamanla alıştım. İlk 100 sayfa biraz durgundu. Sonradan aksiyon bir başladı. Hiç hız kesmeden devam etti ve çok güzel bir şekilde bitti. Didem'in çılgınlıkları bazen yorsa da Yasemin ve Elif bir şekilde toparlıyor olayları.

Elif kendi halinde çalışan bir kız, aşk hayatı pek olumlu yönde gelişmiyor maalesef. Yasemin ve Erhan tatlı bir çift. Erhan geleneksel bir adam. Yasemin yıllarca iş hayatında yer almış bir kadın. Geçmişinde mutlu olmadığı şeyler yaşamış ancak karşısına Erhan çıkınca her şey değişmiş. Elif ile ilgili ayrı bir kitap gelecek mi bilmiyorum ama kitapta en az geçen karakter Elif'ti ve ne yazık ki onun için mutlu bir son yoktu. Yasemin'in yaşadıkları da az buz değil ama onun hikayesi önceki kitaplarda anlatılmış.

Didem ikinci evliliğini de noktaladıktan sonra İstanbul'a çocukluk arkadaşlarının olduğu şehre dönüyor. Aralarından su sızmayan bu üçlüden aşkı bulabilmiş mutlu tek kişi Yasemin. Evli ve hamile. Kocasını çok seviyor. Mutlu bir hayatları var. Didem'in İstanbul'a yerleşmesi özellikle Yasemin için çile. Çünkü Didem nasıl diyeyim zor bir insan. Bir kere kendinden başka kimseyi pek düşündüğü söylenemez. İlginç bir kitap karakteri cidden :)

Bora ile tanıştıktan sonra Didem'deki değişiklikler saymakla bitmiyor. Kimseyi umursamayan o çılgın kız bambaşka biri oluyor. Falcılar, alışveriş merkezleri arasında gidip gelen çalışmayı hiç düşünmemiş eski kocalarından aldığı evlerin kiralarıyla rahat rahat geçinen Didem, Bora ile birlikte değişiyor. Bora ona iyi geliyor. 

Biraz Bora'dan bahsetmeden olmaz. Bora İstanbul'da emniyette çalışan bir baş komiser. Zorlu şartlarda çalışan bu adam, sevgilisi Senem ile yollarını ayırıyor. Çünkü yaşadığı hayat ile yaşamak istediği hayat çok farklı. Didem ile tanışınca o hayata biraz daha yaklaştığını fark eden Bora, bir anda kendini Didem ile buluyor ve olaylar gelişiyor. Tadını kaçırmamak için genel anlatmaya çalışıyorum ama Didem'in hikayesi okunmaya değer. Bugün öğlen bir yazı daha gelecek. Takipte kalın :)

Facebook çekilişine katılarak kitabı kazanan 2 kişiden biri olmak isterseniz TIK

Ağustos Ayında Okunanlar

Herkese merhaba

Bu ay geçen aydan iyi durumdayım. Bunaltan sıcaklar insanın elini kolunu bağlıyor ama okumadan da olmuyor :) Uzatmadan okunan kitaplara geçmek istiyorum.


Cindi Madsen - Aşk Bir Masalmış'ı büyük keyifle okudum. Yazarın kurgusunu çok sevdim. Hele vaka çalışmalarına bayıldım. Farklı ve akıcı bir romandı. Hızlı bir şekilde okudum diyebilirim.


Şebnem Burcuoğlu - Kocan Kadar Konuş 2 / Diriliş, ilk kitabın keyfini vermedi bana. İç konuşmaların ağırlığı biraz sıktı açıkçası beni. Tek günde okunabilecek bir kitap yine de. Tam tatillik bir kitaptı ve bunu tatilde okuduğum için mutluyum. Yoksa çok beklerdi :)


Asude - Beni Sev Diye, etkinlik kitabımızdı. Ayrıntılı yorum yazdığım için direk geçiyorum. Merak edenler için TIK.


Nehir Erdem - Huysuz ve Ruhsuz yine keyif alarak okuduğum bir roman oldu. Gerçi Deli Divane hala benim için ilk sırada :)


Rachel Gibson - Her Güne Bir Öpücük, tur kitabımız ve aynı zamanda tipik bir Rachel romanıydı. Eğlenceli bir kitap arıyorsanız tavsiye ederim.


Paula Weston - Sis, Refaim serisinin ikinci kitabıydı. Gölgeler'i okuduğumda da akıp gitmişti. Bunda da yine nasıl başladım nasıl bitti anlamadım.


Laurelin Paige - Sana Tutuldum, Fixed serisi 2. kitabı. İlk kitabı beğendiğim için devamına şans vermek istemiştim. Çok çekemedi beni maalesef :(


Scott Lynch - Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler, serinin ilk romanı Locke Lamora'nın Yalanları gibi bunu da çok sevdim. Yazarın kalemini çok seviyorum. Ne yazsa okurum dediklerimden biri.


Aleatha Romig - Tutku Oyunları, baştan sona şok içinde okuduğum bir romandı. Son zamanlarda bir kitap okurken bu kadar sarsıldığımı hatırlamıyorum. Bitireli 3-4 gün oldu hala etkisinden çıkamadım. Yorumu etkinlik kapsamında çok yakında gelecek.

Ayı 9 kitapla kapamışım. Geçen aya göre iyi değil mi? Benden şimdilik bu kadar. Hoşça kalın.

Facebook, Twitter veya Instagramdan beni @masuminciler hesabımdan takip edebilirsiniz :)