katiller cetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
katiller cetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Victor - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #6)


Herkese merhaba

Bomba seri Katiller Çetesi'nin merakla beklediğim 6. kitabı çıktı. Hiç bekletmeden okudum. Yorumu yazmam biraz zaman aldı ama o kadar olur :D Serinin 5. kitabı Kara Kurt'ta bazı şeyler oturmamıştı. Çünkü yazar birçok şeyi açığa çıkarmamayı seçmişti. Nedeni Victor'da belli oldu diyebiliriz. Niclas ile ilgili bazı şeyler(çok az da olsa) bu kitapta da devam etti. Sanırım sonraki kitap zirve olacak. Öyle bir beklentim var nedense.

Kulağına yaklaşıp, "Senin hakkında yanılmışım, Izabel," diye fısıldadım. İçim acıyordu. "Saatli bomba olan benim ve içimdeki karışıklığı dindirmenin tek yolu, beni kontrol eden şeyin kökünü kazımak."

Victor, inanılmaz akıcıydı. Önceki kitapta bizi üzen J. A. Redmerski dayanamayıp aksiyonun bol olduğu, okurken soluk almayı unutacağımız bir kitap yazmış. Kötülük Tohumları'nı okurken de böyle hissetmiştim. Anlaşılacağı üzere kitap Victor ağırlıklı ilerliyor. Victor'ın önceki kitaplarda yaptığı bazı şeylerin nedeni ortaya çıkıyor. Okurken Victor ile ilgili birazcık şok olabilirsiniz.

"Bunu tartışmaya gerek yok. Sebebin her ne olursa olsun, benden vazgeçmek istedin."

"Ama artık istemiyorum," dedim bir çırpıda. "Ve yüreğimde... bunu yapmayı zaten hiçbir zaman istemedim."

Victor ve Izabel'in tatile çıkacağını Kara Kurt'un sonunda öğrenmiştik. Bu tatille ilgili değişik düşünceler içinde olabilirsiniz ama kesinlikle sandığınız gibi bir tatil olmuyor :) Victor ve Izabel, Victor'ın geçmişiyle alakalı bir sebepten dolayı kaçırılıyor.

"Hayatımda ilk defa yıldızlara istekle baktım. Karanlık gökyüzünde yüzlerce noktacık vardı ve ben değişimi hissediyordum. Göğsümdeki baskıyı, gözlerimdeki garip ve ılık ışığı, her şeyi... Belki de anahtar buydu. Değişimi ister kaba, ister nahif bir şekilde kucaklamak..."

Tahmin edersiniz ki Victor'ın geçmişi pek örnek gösterilecek bir geçmiş değil. Geçmişinde yaptıklarını Izabel'e anlatırken bir yandan geçmişe, anlattığı sahneye gidiyoruz. Sanırım önceki kitaplarda Victorla ilgili hiç bu kadar şey okumamıştık. O hep gizemli karakterdi. Bu kitapta gizem biraz aydınlanıyor. Izabel'in tavrını da çok doğru buldum hatta bence Victor'a az bile yaptı :D

"Esas soru bizim aşkımızın da bu süreçte değişime uğrayıp uğramayacağıydı. Aramızdaki bağ, zamana karşı durabilir miydi? Ve nihayetinde yine bir arada ama çok daha güçlü olabilir miydik? Öte yandan bunları görecek kadar bile uzun yaşayamayabilirdik."

Dediğim gibi sonraki kitabı aşırı merak ediyorum ve Izabel'in Meksika'da yaptıklarını bir an önce okumak istiyorum. Naeva karakteri de ilgimi çekti. Meksika'da neler yaşanacağını aşırı merak ediyorum. Son olarak Nora ile ilgili fikrim hala değişmedi. O kızda bir pislik var bence. Niclas ve Fredrik'i biraz daha fazla okumak istiyorum. Sonraki kitabın tanıtımında onlar da var. Umarım bol aksiyonlu unutamayacağımız bir kitap olur :) Yayınevi 7. kitabın 15 Mayıs'ta çıkacağını duyurmuştu ancak sanırım aksaklıklar oldu. Umarım mayıs bitmeden çıkar ve hemen okuyabilirim :) 

Yıldızlar bizden önce ölür, Izabel... Yıldızlar benim sana olan aşkımdan önce ölür...

Serinin önceki kitaplarının yorumlarına göz atmak isterseniz sizi buraya alayım. Son olarak seriyi ve yazarın diğer kitaplarını mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Görüşmek üzere.

Kara Kurt - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #5)


Katiller Çetesi heyecan içinde devam ediyor. Serinin 5. kitabı da bitti. Önceki 4 kitaba göre temposu daha düşüktü ve Niklas'la ilgili yine çok fazla şey öğrenemedik. Hep bir gizem var. Sonunda netleşen şeyler olur demiştim ama önümüzdeki kitaplara bakacağız artık. Açıkçası Kara Kurt'ta Niklas'ı daha iyi tanımayı ve düşündüğüm bazı şeylerin doğruluğunun ya da yanlışlığının ortaya çıkmasını bekliyordum. O açıdan biraz hayal kırıklığı oldu.

"Onu daha önce hiç böyle görmemiştim; ama siyah takım elbisesi, sıkıca bağladığı kravatı, ayakkabıları, elindeki evrak çantası ve bir omzuna attığı kıyafet çantasıyla uçağa doğru yürüyen Niklas, benliğimin müthiş bir rahatlık hissiyle dolmasına neden olmuştu."

Serinin nasıl devam edeceğini o kadar merak ediyorum ki orijinal halini okumamak için zor tutuyorum kendimi. Bu yazarı ve özellikle bu seriyi bir ayrı seviyorum. Ne yazsa okuyacağım yazarlardan biri J. A. Redmerski. Tempo her ne kadar önceki kitaplardan düşük olsa da son zamanlarda okuduğum onlarca kitaptan çok daha iyiydi. Konuya geçmeden kısaca uyarayım. Uzun bir yazı olabilir :)

"Belki de içgüdüsel olarak ona baktım, çünkü Izzy'nin vakti zamanında Javier'in favorisi olduğunu biliyordum. Izzy bunun üzerine şarap kadehini kaldırıp dudaklarına götürdü. Kısa bir an da olsa kasıldığını anladım."

Serinin önceki kitaplarını okuyanlar bilir. Serinin ilk 2 kitabı Sarai üzerinden gidiyordu. Sarai ve Victor'un hikayesini yoğun bir şekilde anlatıyordu. 3. kitap merakla beklenen Fredrik'i anlatıyordu ve okurken nedense çok üzülmüştüm. Dördüncü kitaptaysa hiç beklemediğim şekilde Nora karakteri devreye girdi ve tüm karakterlerin en derin sırlarını öğrenmemizi sağladı. Haliyle artık Niklas'ın vakti gelmişti. Kötülük Tohumları'nda Victor'un en derin sırrını öğrenen Niklas, abisinden ve Victor'un Birliğinden uzaklamıştı. Kitabın başında Niklas'ın çocukluk günlerinden ve Birlik'e nasıl dahil olduğundan bahsediliyordu. İlk bölümde, sürekli oraya uygun olmadığını hisseden ve kaçmayı kafaya koyan Niklas'ın kalmaya nasıl karar verdiğini anlatıyordu. Bu bölüm biraz üzse de olaylar netleşmeye başlamıştı.

"Francesca, 'Bana kimseyi sevmediğini söylemiştin,' dedi ve ferahlık bir dalga gibi üzerimden geçti. Sadece kısa bir süre Izabel'e bakıp güldü. 'Hislerin bu kız için çok derin. Az evvelki öpücük kişiliğine bir ihanetti.' "

Bölümler günümüzü anlatmaya başladığında ise kendini çevreden izole etmiş, kiraladığı odada yaşayan ve bardan çıkmayan bir Niklas ile karşılaşıyorduk. İtalya'daki göreve gitmek isteyen Izabel'in görevi, o görev için Niklas'ı ikna etmekti. Victor, Izabel'i o şartla göreve gönderecekti. Yanlarında gelecek olan Nora ise göreve en baştan hazırdı. Görevleri belliydi. İtalya'da genelev işleten ve çok zengin bir kadın olan Francesca Moretti'yi kaçırmak ama bir sorun vardı ki hiç kimse Moretti'nin kim olduğunu bilmiyordu. Çünkü kadın ona kimse yaklaşamasın diye ona benzeyen insanları yem olarak kullanıyordu. Bu zorlu görevde Niklas, kendine kız almaya giden zengin bir adam, Izabel onun gözdesi ve Nora'da kölesi olacaktı.

"Şimdiye kadar yaptığım ve kendimi asla affedemeyeceğim en kötü şey Sarai'ı vurmaktı. Onu kardeşim için vurmak... Bu benim hatamdı ve benden başka hiç kimse yaptıklarım için suçlanamazdı. Fakat yine de Victor'dan kendimden nefret ettiğim kadar nefret ediyordum. Peki, bu kadar şeyi ne için yapmıştım?"

Konu asıl burdan sonra başlıyor. Niklas'ın bocalamaları, Izabel'in kendine hakim olma çabaları, Nora'nın soğukkanlılığı hepsi kitabı okunmaya değer kılıyordu. Nora'yı hala sevemedim. Önceki kitapta da sevememiştim. Çeteye katıldığı halde hala ondan bir aksiyon bekliyorum. İçimde herkese ters köşe yapacağına dair bir his var. Güven vermiyor. Kitap öyle bir yerde bitti ki daha fazla merak etmeyeyim diye sonraki kitabın konusuna bile bakmadım yoksa dayanamayıp okuyacağım. Umarım yayınevi 6. kitabı da hemen yayınlar. Spoiler vermek istemediğim için yorumumu burada bitiriyorum. Bir şey söyleyeceğim de henüz okumayanların okuma keyfini kaçıracağım diye ödüm kopuyor. Henüz yazarla tanışmadıysanız mutlaka bu seriyi edinin. Pişman olmazsınız. Başka yazılarda görüşmek üzere. Hoşça kalın.

Serinin önceki kitaplarının yorumları için tıklayın.

Kötülük Tohumları - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #4)


Katiller Çetesi serisine başlamadınız mı? Bence çok büyük bir kayıp. J. A. Redmerski, ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biri. Sonsuzluğun Kıyısında romanını okurken çok az hayal kırıklığı yaşadığımı inkar edemem ama onun dışında okuduğum 5 kitabı da muhteşemdi. Kütülük Tohumları, Katiller Çetesi serisinin 4. kitabı. Yazar nasıl başarıyor bilmiyorum ama her yeni kitap önceki kitabın çok üstünde oluyor. Heyecan, aksiyon, aşk, bol bol sır barındırıyor seri. Bu kitapta da sırların bir kısmını öğreniyoruz ve şok oluyoruz.

Victor'un kurduğu yeni bir Birlik var ve bu çete Victor, Izabel, Fredrik, Niklas, Dorian ve James'ten oluşuyor. Hepsinin kendisine saklamak istediği bir sırrı vardır ve kim olduğu anlaşılamayan Nora ortaya çıkıp hepsine meydan okuduğunda bu sırları ortaya çıkarmaktan başka yol kalmaz. Çünkü Izabel'in anne yerine koyduğu kadın, James'in kızları ve Dorian'ın eski eşi Nora'nın elindedir.

Izabel'in ilk gençlik yıllarını seks kölesi olarak geçirdiğini seriyi okuyanlar zaten biliyor. Ordan Victor'un arabasına gizlice binerek kurtulan Izabel'in en büyük sırrını serinin bu kitabında öğreniyoruz. Oldukça şok edici olduğunu söylemem gerek. Çünkü kesinlikle öyle bir şey beklemiyordum. Dorian'ın sırrı da beklenmedikti. Yani önceki kitaplarda onunla ilgili hiçbir ipucu yoktu ya da ben fark etmedim bilmiyorum. Niklas'ın Izabel ile yaşadığı sorunların nedenini biraz da olsa Niklas'ın sırrıyla çözdük diyebilirim. Aşkın insanı güçsüzleştirdiğini ve hata olduğunu düşünen Niklas'ın abisini Izabel'den kurtarmaya çalışması biraz da olsa mantıklı gelmeye başladı. James, çok ön planda olan bir karakter olmadığı için onun sırrı da açıkçası benim için pek önemli değildi :D Victor'un sırrıysa şaşırtıcıydı. Niklas ile arasının açılmasına sebep olan sır bakalım devam kitaplarında nasıl işlenecek. 

Seraphina'nın ölümünden sonra kendini kaybeden Fredrik'te ne sır vardı ne başka bir şey. Kitabın sonuna doğru ortaya çıkan Fredrik'e üzülmekten başka bir şey yapamadım. Nerede önceki kitaptaki Fredrik, nerede bu kitaptaki Fredrik, arada dağlar kadar fark vardı. Nora'yı konuşturma konusunda devreye giren Fredrik cidden korkutucuydu. Baştan sona heyecan içinde okuduğum kitaplardan biri oldu Kötülük Tohumları. Umarım seri aynı hızla devam eder ve sona erer. Şu ana kadar mükemmel ilerlediğini söyleyebilirim. Devam eden kitaplarda da aynı havayı yakalayabilirsem as serilerimden biri olacak Katiller Çetesi serisi. Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Hoşça kalın.

Serinin önceki kitap yorumlarının linkleri aşağıda olacak :)

Kuğu ve Çakal - J. A. Redmerski / Yorum (Katiller Çetesi #3)


Ephesus Yayınları bizi çok bekletmeden arka arkaya serilerinin devam kitaplarını çıkarıyor. Eee bize de okumak düşüyor haliyle. İlk kitaptan itibaren aksiyonun bir an bile azalmadığı Katiller Çetesi'nin 3.kitabı Kuğu ve Çakal'ı okudum. Yaa bir yazar her kitapta bir öncekini nasıl geçebilir. Öyle bir seri yazmış ki okurken hayran olmaktan başka bir şey gelmiyor elimden. Kitabı bitirdiğimden beri üçü okudum dördü nasıl bekleyeceğim modundayım. Bir de yayınevi bize 4. kitabın giriş kısmını vermiş, hepten merak içindeyim şu an. 

İlk iki kitap bize Sarai ve Victor'u anlatmıştı. Çok çarpıcı şeyler okumuştuk. E bu kitap kusur mu kalsın demiş sevgili yazarımız ve bu kitaba da bol bol şok olunacak sahne eklemiş. Fredrik, altı yıl önce masum insanları öldüren eşi Seraphina'yı elinden kaçırmış olmanın pişmanlığını yaşar. Ondan ümidini kesmiştir de ancak bir gece televizyonda gördüğü bir kadın onu bulma umutlarının yeşermesine neden olur. Cassia, Seraphina'ya ulaşma aracıdır ve Fredrik bunu kullanmaya kararlıdır. 1 yıl boyunca bodrumunda tuttuğu Cassia, geçmişini hatırlamamaktadır. Bu geçen bir yılda Cassia'yı sevmeye başlayan Fredrik için işler içinden çıkılmaz bir hale gelir. Her şeye rağmen Seraphina'ya giden yolun Cassia'dan geçtiğini bilen Fredrik, Cassia'yı türlü zorluklarla sınayacaktır. Cassia olanları hatırladığında ise artık her şey için çok geç olacaktır.

İki kız arasındaki bağlantı ortaya çıktığında resmen şok oldum. Hiç beklemediğim bir şeydi. Çok başka şeyler hayal etmiştim ve öylece kaldım. Izabel'i bu kitapta da okuma şansımız oldu. Ailesinden biri olarak gördüğü ve kendine benzettiği Fredrik'i kaybetmemek için Izabel'in yapabileceği şeyleri gördük. Bence daha bu olayların devamı sonraki kitapta gelecek. Izabel, bir işe girdiyse o işi bırakmaz :D Yeni karakterler okuduk ve ben önce Cassia'ya sonra Fredrik'e bol bol üzüldüm ve açıkçası devam kitabı nasıl olacak diye sabırsızlanıyorum. Fredrik'in yöntemleri bazen midemi alt üst etmedi desem yalan olur. Biraz değişik bir karakter kendisi ve o ayraç kesinlikle Fredrik'i yansıtmış. Bayıldım.

Eğer bir seri okuyayım içinde biraz aşk biraz da gerilim olsa diyorsanız bu seriyi gözüm kapalı tavsiye ederim. Devam kitaplarının konularına bakınca işlerin daha da karışacağını fark ettim. Aksiyon son hız devam edecek sanırım. Umarım yayınevi fazla bekletmeden 4. kitabı çıkarır. Kitapla ilgili spoiler vermemeye çalışarak yazabildiklerim bunlardı. Başka yorumlarda görüşmek üzere...

Serinin ilk iki kitabı Sarai yorumu için TIK.
Izabel yorumu için TIK.

Izabel - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #2)


Herkese merhaba

Üç haftadır çok yoğundum. Bu yüzden okuma ve yazma konusunda biraz yavaşım. Bazı şeyler malesef, blogun önüne geçti ama dengelemek için elimden geleni yapıyorum. Bugün severek okuduğum Izabel'in yorumuyla geldim. 

Izabel, Katiller Çetesi serisinin 2. kitabı ve yazarın okuduğum 4. kitabı. Bu 4 kitaptan sadece birinde hayal kırıklığına uğradım. Daha doğrusu kitap beklentimin altında kaldı. Onun dışında diğer üçü muhteşemdi. Biraz seriden bahsetmek istiyorum. Serinin yurt dışında şu ana kadar 6 kitabı basılmış. Goodreads'e bakarsak 7. kitabı da çıkacakmış. Seri ne kadar devam edecek bilemiyorum ve seri uzadıkça sıkar mı diye de merak ediyorum açıkçası. İlk iki kitaba bakarak söyleyebilirim ki hiç sıkılmadım ve ikisi de aşırı akıcıydı.


Serinin ilk kitabı Sarai'ın yorumunu yazmıştım. Okumak isteyenler için TIK. Sarai, çocuk yaşta annesi tarafından tehlikeli bir çete liderine veriliyordu. Bu çete lideri ona aşıktı ve gençliğinin ilk yılları zorla bir yerde tutulmakla ve tabiri caizse tecavüzle geçmişti. Pisliğin içinde yaşayıp o çevredeki tüm pislikleri görmüş, bu kişileri tanıma fırsatı bulmuştu. Kaçmak için fırsatını bulduğunda da (Victor'ın yardımıyla) kaçmıştı. Victor, onu normal bir hayat yaşaması için tek başına bırakmıştı ama Sarai'ın başka planları vardı.

Bu kitapta Sarai'ı, Izabel kimliğinde görüyoruz ve onun yarım kalmış bir işi tamamlamak üzere çıktığı yolda yaşadıklarını okuyoruz. İşler düşündüğü gibi gitmediğinde devreye Victor Faust giriyor ki kitap bundan sonra başlıyor diyebilirim. Victor, Birlik'ten ayrılmış ve bireysel çalışmaya başlamıştır. Sarai'den önceki yaşamına dönse de son 8 aydır onu gözetmeye devam etmiştir. Sarai'ın normal bir yaşam kuramayacağını anladığında onu her şeye rağmen yanında istediğini kabul eder ve ikilimiz bir araya gelir. İşte bu noktadan sonra olaylar olaylar.

Çok fazla detaya girerek kitabı okuyacak olanların okuma keyfini azaltmak istemiyorum ama öyle olaylar oluyor ki anlatmakla bitmez. Sarai'a yapılan testler, yine Sarai ile yıldızı bir türlü barışmayan Niclas'ın arasında yaşanan olaylar, bu serinin adının neden Katiller Çetesi olduğu gibi pek çok önemli detayı ortaya çıkarıyor bu kitap. Şu an serinin en güzel kitabı olduğunu söyleyebilirim. Sarai, yaşadıklarının etkisiyle nasıl bir şeye dönüşüyor, inanın okuması inanılmaz keyifli :) Fredrik için de kitaba ayrı bir tat katmış karakter diyebilirim sanırım ama yine de en favori karakterim Victor :D Spoiler vermeden yorumu bitirmek istiyorum ve Sarai'ın, Victor ile buluşmasına kadar geçen sürede tam onların şarkısı olabilecek bir şarkıyı da buraya ekleyiveriyorum. Mutlu günler.

Sarai - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #1)


Herkese merhaba

Son günlerde yavaş yavaş kitap okuyorken Sarai'ı çok hızlı bir şekilde okudum. Öyle akıcı öyle heyecanlıydı ki serinin devam kitabını nasıl beklerim bilemiyorum. Yazar yine kalemini konuşturmüş. Hem bu kadar sade hem bu kadar akıcı yazması yazara hayranlığımı katbekat arttırıyor. Ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biri Redmerski. 

Biraz konudan bahsedeyim. Sarai, 14 yaşındayken annesi tarafından Javier ismindeki bir uyuşturucu baronuna veriliyor. Tam 9 yılı o adamın yanında geçiriyor. Onun gibi çok fazla kız var ama Sarai en şanslı kız. Çünkü Javier kendi tabiriyle ona aşık. Hiçbir şey Sarai'ın 9 yılını sevmediği bir adamla geçirmek zorunda olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabii ki. Diğer kızlardan tek farkı onlar gibi şiddete, tecavüze maruz kalmaması. Tabi zorla tutulduğu bir yerde 9 yıl sevmediği bir adamla birlikte olmaya zorlanmasının bana göre tecavüzden pek farkı yok.


Sarai böyle bir hayat sürerken nihayet iş görüşmek için kaldıkları eve gelen bir Amerikalı ile ordan kurtulacağını düşünür. Bu Javier tarafından parayla tutulmuş bir katil olsa da umut etmekten başka çaresi yoktur ve biraz zorlansa da kendini gizlice adamın arabasına atmayı başarır. Bu yabancıyla konuştukça kararını sorgulasa da artık yapılacak tek şey adamın kendisini Amerika sınırına götürmesini sağlamaktır. Geri dönmemek için her şeyi yapabilecek durumda olan Sarai için hayat artık çok farklı olacak ve daha önce hiç hissetmediği duyguların olduğunu öğrenecektir.

Burdan sonrası az da olsa spoiler içerebilir.

Victor olmasa bu kitap kesinlikle böyle güzel olmazdı. Daha serinin ilk kitabı olması sebebiyle çok şey açığa çıkmasa da Victor ve Sarai'ın yollarının bir şekilde kesişeceğini ve birlikte olacaklarını düşünüyorum. Victor bu Birlik denen şeye küçücük yaşında nasıl bulaştı gibi onlarca soru var aklımda. Umarım Ephesus bizi çok bekletmeden serinin ikinci kitabını çıkarır. Yeni yorumlarda görüşmek üzere...