Kara Kurt - J. A. Redmerski / Kitap Yorumu (Katiller Çetesi #5)


Katiller Çetesi heyecan içinde devam ediyor. Serinin 5. kitabı da bitti. Önceki 4 kitaba göre temposu daha düşüktü ve Niklas'la ilgili yine çok fazla şey öğrenemedik. Hep bir gizem var. Sonunda netleşen şeyler olur demiştim ama önümüzdeki kitaplara bakacağız artık. Açıkçası Kara Kurt'ta Niklas'ı daha iyi tanımayı ve düşündüğüm bazı şeylerin doğruluğunun ya da yanlışlığının ortaya çıkmasını bekliyordum. O açıdan biraz hayal kırıklığı oldu.

"Onu daha önce hiç böyle görmemiştim; ama siyah takım elbisesi, sıkıca bağladığı kravatı, ayakkabıları, elindeki evrak çantası ve bir omzuna attığı kıyafet çantasıyla uçağa doğru yürüyen Niklas, benliğimin müthiş bir rahatlık hissiyle dolmasına neden olmuştu."

Serinin nasıl devam edeceğini o kadar merak ediyorum ki orijinal halini okumamak için zor tutuyorum kendimi. Bu yazarı ve özellikle bu seriyi bir ayrı seviyorum. Ne yazsa okuyacağım yazarlardan biri J. A. Redmerski. Tempo her ne kadar önceki kitaplardan düşük olsa da son zamanlarda okuduğum onlarca kitaptan çok daha iyiydi. Konuya geçmeden kısaca uyarayım. Uzun bir yazı olabilir :)

"Belki de içgüdüsel olarak ona baktım, çünkü Izzy'nin vakti zamanında Javier'in favorisi olduğunu biliyordum. Izzy bunun üzerine şarap kadehini kaldırıp dudaklarına götürdü. Kısa bir an da olsa kasıldığını anladım."

Serinin önceki kitaplarını okuyanlar bilir. Serinin ilk 2 kitabı Sarai üzerinden gidiyordu. Sarai ve Victor'un hikayesini yoğun bir şekilde anlatıyordu. 3. kitap merakla beklenen Fredrik'i anlatıyordu ve okurken nedense çok üzülmüştüm. Dördüncü kitaptaysa hiç beklemediğim şekilde Nora karakteri devreye girdi ve tüm karakterlerin en derin sırlarını öğrenmemizi sağladı. Haliyle artık Niklas'ın vakti gelmişti. Kötülük Tohumları'nda Victor'un en derin sırrını öğrenen Niklas, abisinden ve Victor'un Birliğinden uzaklamıştı. Kitabın başında Niklas'ın çocukluk günlerinden ve Birlik'e nasıl dahil olduğundan bahsediliyordu. İlk bölümde, sürekli oraya uygun olmadığını hisseden ve kaçmayı kafaya koyan Niklas'ın kalmaya nasıl karar verdiğini anlatıyordu. Bu bölüm biraz üzse de olaylar netleşmeye başlamıştı.

"Francesca, 'Bana kimseyi sevmediğini söylemiştin,' dedi ve ferahlık bir dalga gibi üzerimden geçti. Sadece kısa bir süre Izabel'e bakıp güldü. 'Hislerin bu kız için çok derin. Az evvelki öpücük kişiliğine bir ihanetti.' "

Bölümler günümüzü anlatmaya başladığında ise kendini çevreden izole etmiş, kiraladığı odada yaşayan ve bardan çıkmayan bir Niklas ile karşılaşıyorduk. İtalya'daki göreve gitmek isteyen Izabel'in görevi, o görev için Niklas'ı ikna etmekti. Victor, Izabel'i o şartla göreve gönderecekti. Yanlarında gelecek olan Nora ise göreve en baştan hazırdı. Görevleri belliydi. İtalya'da genelev işleten ve çok zengin bir kadın olan Francesca Moretti'yi kaçırmak ama bir sorun vardı ki hiç kimse Moretti'nin kim olduğunu bilmiyordu. Çünkü kadın ona kimse yaklaşamasın diye ona benzeyen insanları yem olarak kullanıyordu. Bu zorlu görevde Niklas, kendine kız almaya giden zengin bir adam, Izabel onun gözdesi ve Nora'da kölesi olacaktı.

"Şimdiye kadar yaptığım ve kendimi asla affedemeyeceğim en kötü şey Sarai'ı vurmaktı. Onu kardeşim için vurmak... Bu benim hatamdı ve benden başka hiç kimse yaptıklarım için suçlanamazdı. Fakat yine de Victor'dan kendimden nefret ettiğim kadar nefret ediyordum. Peki, bu kadar şeyi ne için yapmıştım?"

Konu asıl burdan sonra başlıyor. Niklas'ın bocalamaları, Izabel'in kendine hakim olma çabaları, Nora'nın soğukkanlılığı hepsi kitabı okunmaya değer kılıyordu. Nora'yı hala sevemedim. Önceki kitapta da sevememiştim. Çeteye katıldığı halde hala ondan bir aksiyon bekliyorum. İçimde herkese ters köşe yapacağına dair bir his var. Güven vermiyor. Kitap öyle bir yerde bitti ki daha fazla merak etmeyeyim diye sonraki kitabın konusuna bile bakmadım yoksa dayanamayıp okuyacağım. Umarım yayınevi 6. kitabı da hemen yayınlar. Spoiler vermek istemediğim için yorumumu burada bitiriyorum. Bir şey söyleyeceğim de henüz okumayanların okuma keyfini kaçıracağım diye ödüm kopuyor. Henüz yazarla tanışmadıysanız mutlaka bu seriyi edinin. Pişman olmazsınız. Başka yazılarda görüşmek üzere. Hoşça kalın.

Serinin önceki kitaplarının yorumları için tıklayın.

2 yorum:

  1. Güzel bir seriye benziyor. Kapak tasarımları güzel...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu seri artık dizi oluyor. Oyuncular yavaş yavaş belli olmaya başladı. Umarım kitaba bağlı kalırlar.

      Sil