Mardin Gezi Notlarım 2. Gün


Merhaba

Mardin gezimin 1. gününü yazdığım yazıyı henüz okumadıysanız TIK. Bu yazıda dopdolu geçen 2. günü anlatacağım. Araştırmalarım sonucu gitmek istediğim yerlerin çoğuna toplu taşıma ile gidemeyeceğimi anlayınca tur/rehber arayışına başlamıştım. Instagramda Dara Antik Kenti rehberi Sinan Bey'e denk gelmek benim için büyük bir şanstı. Günlük tur yapan Gözal Turizm'i önerdi. Hemen tur şirketiyle görüştüm ve bize en uygun turun Telkari Tur olduğunu gördüm. Kişi başı 100 tl olan bu turla bu yazıda bahsedeceğim her yeri gezdik.




Sabah otelimizden alındıktan sonra ilk durağımız Deyrulzafaran Manastırı oldu. Giriş ücreti olan bir yer. Kişi başı 10 tl ancak öğrenci ücreti 5 tl. Anlatmaya kalksam bir yazıyı burayla ilgili yazabilirim sanırım. Çünkü içeri grup şeklinde alınıyorsunuz ve manastırın kendi rehberi manastırı gezdirerek anlatıyor. Deyrulzafaran, 5. yüzyılda inşa edilmiş bir Süryani manastırı. Bir dönem safran yetiştirildiği için bu ismi almış. Hala ibadet edilen bir yer.



O bölgeye ilk gelen matbaa'yı da orada görmek mümkün. Matbaa'yı 1800'lü yıllarda orada partiklik yapan 4. Petrus İngiltere'den getirmiş. Burada kiliseyi gezerken, kilise tavanının önceleri altın işlemelerle kaplı olduğu ancak Moğol istilası sırasında değerli ne kadar şey varsa Moğollar tarafından götürüldüğü söylendi. Bu şekilde bile yapıya hayran kalınıyor, bir de öyle görebilseydik nasıl olurdu diye düşünüyorum.


Mezopotamya'nın Efes'i olarak isimlendirilen Dara Harabeleri, belki de göreceğim için en heyecanlandığım yerdi. Benim tarihe karşı inkar edemeyeceğim bir merakım var. Göreceğim her yeni antik kent için aynı heyecanı yaşıyorum. İpek Yolu'nun geçtiği şehirlerden biri olan Dara Antik Kenti'nin (Anastasiopolis) 6. yüzyıl başlarında kurulduğu tahmin ediliyor. Sasani saldırılarından korunmak için garnizon kenti olarak kurulmuş. Şu an ziyarete açık olan kısım Nekropol yani surların dışında kalan mezarlık alanı. Akropol şu anki köyün altında bulunuyor.



Sinan Bey ile oraya gittiğimizde görüştük ve kazılarda da bizzat bulunduğundan her şeyi detaylıca anlattı. Kent kazılmadan önce orada top oynadıklarını öğrendik. Kazılar yapıldığında böyle önemli bir şehir ortaya çıkarıldığında herkes çok şaşırmış. Şu anki köy için ödenek çıktığında oradaki halk başka yere taşınacakmış ve köyde de kazılar başlayacakmış. Şehrin içinde kimbilir ne güzellikler çıkacak. Son olarak üstteki fotoğraf antik kentteki sarnıca ait. Sarnıç olarak yapılmış ancak zindan olarak kullanıldığı dönemlerin olduğu da söyleniyor. Dara Antik Kenti giriş ücretsiz.



Dara Antik Kenti'nden sonraki durağımız Beyazsu'ydu. İnsan huzur içinde oturup saatlerce bu manzaraya bakabilir. Öyle güzel bir yerdi ki... Orada yarım saat oturup çay içmek koşturmacanın bol olduğu o gün inanılmaz iyi geldi. Gitmeyi düşünenler mutlaka Beyazsu'yu da planlarına dahil etsinler.


Mor Gabriel Manastırı önemli ve hala aktif olarak öğrenci yetiştiren bir manastır. Kilisede yaşayan öğrenciler, rahip ve rahibeler var. Bu yüzden giriş çıkışlar sınırlı ve yine Deyrulzafaran Manastırı'nda olduğu gibi içerideki görevlilerden biri rehberlik yapıyor. Mor Gabriel Manastırı mimarisi ile herkesi kendisine hayran bırakmayı başarıyor.



Yapı aynı zamanda yapılmış gibi görünse de zaman içinde ihtiyaç duyuldukça eklemeler yapılmış ancak söylenmese anlaşılacağını sanmıyorum. Öğrencilerin kaldığı en üst kat sonradan eklenmiş ve diğer kısımlardan farklı durmuyor. İbadetler ve eğitim devam ettiği için bazı kısımlarına giriş yasak. Unutmadan yazayım Mor Gabriel Manastırı giriş ücreti kişi başı 5 tl.


Böyle etkileyici bir yapıyı görmek gerçekten çok güzeldi. Mardin'in bu yapılarını gördükten sonra eve döndüğümde evler gözüme hoş görünmemeye başladı. Hele o sıcakta içeri girince hissettiğin serinlik hiçbir şeye değişilmez.


Hasankeyf'e gitmeden Midyat'ta Bahar Sofra Salonu'nda öğle yemeğimizi yedik. Böyle esnaf lokantası tarzı bir yer. Sembüsek, irok, kaburga dolması, güveç yemeği ve et yemeği gayet lezzetliydi. Yanında ek olarak ezme, ayran aşı çorbası, salata geldi. Yanlış hatırlamıyorsam benim aldığım Midyat tabağıydı.


1.5 günlük Mardin gezim boyunca gitmekten en üzüntü duyduğum yer Hasankeyf oldu. Durumun kötü olduğunu biliyordum. Taşınan eserlerden sonra bizi pek hoş bir manzaranın beklemediğini de biliyordum ama umduğum asla bu değildi. Taşınan 3-5 parça eser var. Diğerleri ya yerinde duruyor ya da üstü betonla örtülmüş. Minik rehberimizin söylediğine göre bunun yapılma amacı da eserleri suyun aşındırıcı etkisinden korumakmış. Yapılan baraj ömrünü doldurunca tekrar açılacakmış falan filan.



Meşhur köprü ayakları yenilenmiş, eskisini verip yenisini almışsın havası var. Restore etmek çok başka orada yapılan çok başka bir şey. Her gördüğüm detayla daha çok üzüldüm. Mağaraları gezmek istiyordum ama o kısımlar kapandığı için ziyaretçiler giremiyormuş. Zaten ortada pek insan yok. Çalışan insanlar ve bol bol kamyon, kepçe var. Hasankeyf kalesi ise taş düşme tehlikesi sebebiyle bir süredir kapalıymış. Kısaca pek bir şey göremedik.


Tek güzel hatıram Dicle Nehri'ne bakarak içtiğim Hilve kahvesiydi. Süt, bal ve cevizle yapılıyormuş. İçerken ceviz parçaları fark ediliyor. Efsane bir lezzetti. Yanında bir şişe su ile birlikte geliyor. Fiyatı 9 tl. Bu kahvenin yapıldığı eve giriş 1 tl. Ev dediysem işletme tarzı bir yer, kimse yaşamıyor. Genel olarak Hasankeyf'te yaşayan yok zaten. İnsanların kimi isteyerek kimi istemeden yeni Hasankeyf'e taşınmak zorunda kalmış.



Mardin seyahatimizin son durağı Sıla Konağı olarak da bilinen Midyat Devlet Konukevi'ydi. Şu an halihazırda Hercai dizisinin çekildiği konak. Şoförümüz Hercai dizisi başlayana kadar giriş ücretinin 1 tl olduğunu dizi başlayınca talep arttığı için 5 tl'ye çıkarıldığını söyledi. Hercai konağı için kişi başı giriş ücreti 5 tl.

Son olarak Mardin Midyat manzaraları ile yazıyı bitireyim. Günübirlik tur ile gittiğimiz için Midyat'ta çok gezme şansımız olmadı. Sıla Konağı dışında sadece çarşısına kısaca göz atabildik. Umuyorum bir sonraki gidişimde çok daha detaylı gezebileceğim. Nasip olursa Dara Antik Kenti tamamen gün yüzüne çıkarıldığında tekrar bir ziyaret düşünüyorum. Gaziantep yazısını da kısa zamanda hazırlayıp yayınlayacağım. Kendinize iyi bakın :)


0 yorum:

Yorum Gönder