Orjinal İsim: Erken Rüya Zamanlar
Yazar: Fatma Erdek
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa: 448
Baskı Yılı: 2014
Fatma Erdek'in okuduğum ilk romanıydı. O yüzden benim için önemli. Her zaman olabilecek şeyleri basitleştirmeden anlatmayı başarmış yazar.
Nehir Güven, 19 yaşında, babasının gazetesinde yeni çalışmaya başlamış Eser ile tanışınca aşka hızlı bir giriş yapar. En büyük korkusu Eser'i kaybetmektir. Eser'in bu süreçteki tek derdi ise daha fazla kazanıp Nehir'e alıştığı hayatı yaşatmaktır. Bunun için savaş muhabirliğini kabul eder ve ayrılıklar başlar. Aradan geçen 15 senede Nehir 34 yaşına gelmiştir. Yılların pişmanlığıyla kariyerine odaklanmış, babasının grubuna ait dergilerin başına gelmiştir. Babası ayrılıklarından 15 yıl sonra Eser'i gazetenin başına getirdiğini duyurduğunda Nehir yıllar öncesine delidolu yaşadığı o yıllara döner. Hatalar, pişmanlık ve gerçek aşk yerli yerinde durmaktadır.
Eser Güney Serdaroğlu, yıllarca kimseyi sevememiş, günlük ilişkiler yaşamıştır. İçindeki nefret zamanla artmıştır. 15 yıl sonra işinde istediği yerdedir ancak Nehir yanında değildir. Nehir'in babası Sedat Güven'in teklifi ile şok olmuş fakat kendini kabul ederken bulmuştur. Nehir ile karşılaşmaya hazır mıdır?
Akıcı ve naif bir romandı. Okurken bu romandan tat almamak mümkün değil. Her şey dozunda yer almış. Hem Eser'in hem Nehir'in dilinden okuyoruz hikayeyi. Yan karakter bolluğu, Eser'in aile bağları güzeldi. Canı yandığında soluğu ailesinin yanında alması gibi hoş ayrıntılar vardı. Nehir'in ve Eser'in gençlik hataları herkesin yaşayabileceklerinden idi. Tek ütopik bulduğum 15 yıl birini beklemek.
Tek gıcık olduğum karakter Şule idi. Sinsinin önde gideni. Nehir'in babasının ne düşündüğünü tahmin etmiştim. Zafer nasıl bir kardeştir öyle, hele Zafer'in kızları ayrı bir tat katmış romana. Sonu çok güzeldi. Sonu açık kalan romanları hep sevmişimdir. Şimdilik benden bu kadar.
Fatma Erdek'in okuduğum ilk romanıydı. O yüzden benim için önemli. Her zaman olabilecek şeyleri basitleştirmeden anlatmayı başarmış yazar.
Nehir Güven, 19 yaşında, babasının gazetesinde yeni çalışmaya başlamış Eser ile tanışınca aşka hızlı bir giriş yapar. En büyük korkusu Eser'i kaybetmektir. Eser'in bu süreçteki tek derdi ise daha fazla kazanıp Nehir'e alıştığı hayatı yaşatmaktır. Bunun için savaş muhabirliğini kabul eder ve ayrılıklar başlar. Aradan geçen 15 senede Nehir 34 yaşına gelmiştir. Yılların pişmanlığıyla kariyerine odaklanmış, babasının grubuna ait dergilerin başına gelmiştir. Babası ayrılıklarından 15 yıl sonra Eser'i gazetenin başına getirdiğini duyurduğunda Nehir yıllar öncesine delidolu yaşadığı o yıllara döner. Hatalar, pişmanlık ve gerçek aşk yerli yerinde durmaktadır.
Eser Güney Serdaroğlu, yıllarca kimseyi sevememiş, günlük ilişkiler yaşamıştır. İçindeki nefret zamanla artmıştır. 15 yıl sonra işinde istediği yerdedir ancak Nehir yanında değildir. Nehir'in babası Sedat Güven'in teklifi ile şok olmuş fakat kendini kabul ederken bulmuştur. Nehir ile karşılaşmaya hazır mıdır?
Akıcı ve naif bir romandı. Okurken bu romandan tat almamak mümkün değil. Her şey dozunda yer almış. Hem Eser'in hem Nehir'in dilinden okuyoruz hikayeyi. Yan karakter bolluğu, Eser'in aile bağları güzeldi. Canı yandığında soluğu ailesinin yanında alması gibi hoş ayrıntılar vardı. Nehir'in ve Eser'in gençlik hataları herkesin yaşayabileceklerinden idi. Tek ütopik bulduğum 15 yıl birini beklemek.
Tek gıcık olduğum karakter Şule idi. Sinsinin önde gideni. Nehir'in babasının ne düşündüğünü tahmin etmiştim. Zafer nasıl bir kardeştir öyle, hele Zafer'in kızları ayrı bir tat katmış romana. Sonu çok güzeldi. Sonu açık kalan romanları hep sevmişimdir. Şimdilik benden bu kadar.
0 yorum:
Yorum Gönder