“Aşk gibi…”
Bu defa farklı bir başlangıç olsun istedim. Minik bir alıntıyla başladım. Hemen yorumuma geçiyorum.
Ateş, ailesiyle özellikle babasıyla sorun yaşayan varlıklı bir ailenin oğlu. Babasına inat normalde yapmayacağı şeyler yapmış ve bunlardan pişman olmuş bir çocuk. Hayali fotoğrafçı olmak ama babası önündeki en büyük engel. Ailesi onu teyzesinin yanına gönderiyor ve aklının başına geleceğini umuyor. Kuzeni Buket'i okula almaya gittiği bir gün motorsikletli ve oldukça farklı görünen bu çocuğa yani Gülperi'nin karanlık meleği Ateş'e kızlar hayran olurlar ama en çok da Gülperi hayran kalır hem de onun olmayacağını bile bile...
Gülperi yani Ateş'in Peri Kızı, lisenin son sınıfında okuyan okulda sessiz sakin olan yakın arkadaşı Buket ve Ayşe dışında görüştüğü biri olmayan sıradan bir kız. Güzelliğinin hiç farkında değil ta ki Ateş hayatına girene kadar. Ateş'in yanında kendini dünyanın en güzel kızı olarak hissediyor. Ama bir noktada ayrılık onları buluyor. Ateş, Amerika'ya gitmek zorunda bırakıldığında ister istemez yollar ayrılıyor. Peki yıllar sonra onlar için bir umut olacak mı?
90'ların şarkılarını görmek hoşuma gitti. 90'ları okumayı hep sevmişimdir zaten. Yine şiirler aynı şekilde şiir okumayı hep sevmişimdir bir dönem yazmışlığım bile vardı. Sevdiğim şairlerin şiirlerinden bölümler görmek hoşuma gitti.
Aslında Gençlik Hatırası, kötü çocuk iyi kız hikayesi. Uzun cümleler zaman zaman sıkılmaya neden olabiliyor. Ortadan sonra açılıyor ama başlarda sıkılabilirsiniz. Sonunu sevdim, gerçekçiydi. Gerçekçi her şeyi severim :) Gençlik Hatırası yorumum bu kadar başka yazılarda görüşmek üzere...
Aslında Gençlik Hatırası, kötü çocuk iyi kız hikayesi. Uzun cümleler zaman zaman sıkılmaya neden olabiliyor. Ortadan sonra açılıyor ama başlarda sıkılabilirsiniz. Sonunu sevdim, gerçekçiydi. Gerçekçi her şeyi severim :) Gençlik Hatırası yorumum bu kadar başka yazılarda görüşmek üzere...
0 yorum:
Yorum Gönder