Başlarken kesinlikle bu kadar eğlenceli olduğunu bilmiyordum. Bayramda okumak için bunu seçmekle iyi yapmışım. Sürekli yüzümde bir gülümseme ile okudum. Sadece güldüm mü tabii ki hayır ama acı ve komedi bu kadar bir arada ve dozunda verilebilirdi dedirtti bana.
Karakterimiz çok ama olay Duygu'dan yola çıkıyor. 18 yaşındayken yaşadığı olaylar sonucu yapayalnız kalır. Sedat, Bekir ve Ali İstanbul'un en arızalı tipleridir, mafyavari arkadaşlar :) Duygu'nun bu aileye katılması hepsinin üzerine titremesine neden olur ama Sedat ile olan ilişkisi bambaşkadır. Yaralarını sarıp hayata dönmeye başladıkça bu üçlüyle gelişen ilişkileri de ayrı güzelleşmeye başlar. Gerçi okurken hepsi de odun bunların diyorsunuz ama tatlı odun bunlar. İyiyim, iyiyiz, biz hep iyi oluruz söylemleri beni etkiledi. Okuyanlar anlayacaktır onca çileden sonra hayata ve birbirlerine tutunuşları ve bunu bir kalıpla yıllar sonra bile birbirlerine hissettirmeleri kesinlikle iyi kurgulandığını gösteriyor.
Yaşadıkları, her şeye rağmen hayata karşı direnci, hayata tutunmasını sağlayan develerim dediği başta Sedat olmak üzere Bekir ve Ali ile ilişkisi. Öksüzlerden oluşan bu dörtlüye zamanla katılan bireyler. Genişleyen ailenin zorluklarla mücadelesi ve problemler ile başa çıkma halleri. Dile kolay 662 sayfayı sıkılmadan okuyor insan. Bilmiyorum ama keyif aldığım bir roman oldu. Tam bayramlıktı.
Ufak yazım yanlışları da vardı ama birkaç tane olduğundan ve keyifli ilerlediğinden fazla göze batmıyor. Benim tek olmasaydı dediğim Duygu'nun okuduklarının yazarın önceki kitapları olması. Yazar ve roman adı verilmesi bana biraz garip geldi, sanki reklam yapılmaya çalışılmış gibiydi. Yazım tarzı öyle olabilir diye düşündüm ben dediğim gibi hikaye akıcı hiçbir olumsuzluğa takılamıyor insan.
Karakterimiz çok ama olay Duygu'dan yola çıkıyor. 18 yaşındayken yaşadığı olaylar sonucu yapayalnız kalır. Sedat, Bekir ve Ali İstanbul'un en arızalı tipleridir, mafyavari arkadaşlar :) Duygu'nun bu aileye katılması hepsinin üzerine titremesine neden olur ama Sedat ile olan ilişkisi bambaşkadır. Yaralarını sarıp hayata dönmeye başladıkça bu üçlüyle gelişen ilişkileri de ayrı güzelleşmeye başlar. Gerçi okurken hepsi de odun bunların diyorsunuz ama tatlı odun bunlar. İyiyim, iyiyiz, biz hep iyi oluruz söylemleri beni etkiledi. Okuyanlar anlayacaktır onca çileden sonra hayata ve birbirlerine tutunuşları ve bunu bir kalıpla yıllar sonra bile birbirlerine hissettirmeleri kesinlikle iyi kurgulandığını gösteriyor.
Yaşadıkları, her şeye rağmen hayata karşı direnci, hayata tutunmasını sağlayan develerim dediği başta Sedat olmak üzere Bekir ve Ali ile ilişkisi. Öksüzlerden oluşan bu dörtlüye zamanla katılan bireyler. Genişleyen ailenin zorluklarla mücadelesi ve problemler ile başa çıkma halleri. Dile kolay 662 sayfayı sıkılmadan okuyor insan. Bilmiyorum ama keyif aldığım bir roman oldu. Tam bayramlıktı.
Ufak yazım yanlışları da vardı ama birkaç tane olduğundan ve keyifli ilerlediğinden fazla göze batmıyor. Benim tek olmasaydı dediğim Duygu'nun okuduklarının yazarın önceki kitapları olması. Yazar ve roman adı verilmesi bana biraz garip geldi, sanki reklam yapılmaya çalışılmış gibiydi. Yazım tarzı öyle olabilir diye düşündüm ben dediğim gibi hikaye akıcı hiçbir olumsuzluğa takılamıyor insan.
0 yorum:
Yorum Gönder