Herkese merhaba :)
Öncelikle bu roman düz mantıkla yazılmış bir roman değil. İlk başlarda size karışık gelebilir ancak belli bir süre sonra herşey yerine oturuyor. Kurguyu beğendim. Değişik bir yazım şekli ama sağlam yazılmış. Üzerine düşünülerek yazıldığı net bir biçimde belli oluyor. Yazar romanda okurla sürekli konuşuyor. Dikkat edilmesi gereken noktaları vurguluyor. Bence bu az da olsa gizemi bozuyor. İlk 150 sayfada pek anlamayabilirsiniz ancak sonrasında tempo artıyor. Merak içinde sonunu bekliyorsunuz.
Bu romanın konusu bir romancının ağzından kendi hayatını anlatması. Daha önce 6 romanı yayınlanmış ancak pek satılmamış, evlenip boşanmış, hayatı edebiyat üzerine kurulu olan biri. Down Sendromlu kardeşi Naz'ı herkesten çok seven, Zahide ve gizli takipçisinden sonra hayatındaki değişiklikleri aktaran yazar arkadaşı Ertuğrul'un evinde kalmakta ve bir dergide çalışmaktadır. Burada belirtmem gereken nokta romancının hayatına Zahide girdikten sonra temponun arttığı. Gizli takipçinin çözülmesi zor oyunları romancının hayatını yavaş yavaş değiştirmektedir.
Bu romanda ilgimi çeken şeylerden biri romancının aşk, kıskançlık gibi duygulara renk vermesi. Romancının yazdığı kitapların isimleri de ilginçti. Hepsi düşünülmüş ve tek tek hikaye yazılmış. Dediğim gibi ilk başlarda ağır ilerlese de kaliteli bir roman okuyacaksınız. Yazarın romanda bahsettiği bazı teknikleri uygulamış olması gözümden kaçmadı.
Dile getirmekten kaçındığımız, yok saymaya çalıştığımız noktalar üzerinde durmuş yazar. Romancı'da bol bol gizem, öfke, keşfedilmeyi bekleyen romanlar, hayattaki korkularımız, kısacası hayat var. Benim Romancı yorumum bu kadar. Pazartesi günü yazar röportajı ile burada olacağım. Mutlu günler.
0 yorum:
Yorum Gönder