Orijinal İsim: The First Day
Yazar: Marc Levy
Çevirmen: Ayça Sezen
Çevirmen: Ayça Sezen
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa: 424
Baskı Yılı: 2012
D&R'ın yaz başında yaptığı 5 TL kampanyasından almıştım bu kitabı ve tabii ikinci kitap olan İlk Gece'yi. Konusu oldukça ilginç gelmişti. Okuyunca da beğendim en azından ilk kitabı beğendim diyebilirim :)
Keira, paleoantropologtur. İlk insan kimdir? Onun amacı bu sorunun cevabını bulmaktır. Bunu bulabilmek için ekibiyle Etiyopya'daki Omo Vadisine gider. Adrian, astrofizikçidir. Peki gündoğumu nerede başlar? Onun amacı da bu sorunun cevabını bulmaktır. Bunun için Şili'deki Atacama Platosuna gider.
Aksilikler sonucu oldukları yerde uzun süre kalamayan birbirinden habersiz bu eski sevgililer planladıklarını yapabilmek için bir yarışmaya katılırlar. Ödülü alan kişi hayallerini gerçekleştirebilecektir ve o yarışmada birbirlerini gördüklerinde 15 yıl önceki aşkları yine alevlenir.
Omo Vadisinde bir çocuğun Keira'ya verdiği kolye Keira'yı olayların tam ortasına oturtur ve bu iki eski sevgili sorularının cevaplarını bir arada arama kararı alırlar. Ancak onların cevapları öğrenmemelerini isteyen varlıklar vardır ve onları engellemek için her şeyi yapacaklardır.
Bol bol ayrıntı okuyoruz bu romanda. Kitapta çiftimizi engellemeye çalışan ülkeler ve temsilcileri var. Bir Londra, bir Paris, bir Amsterdam, bir Atina, bir Madrid'te buluyoruz kendimizi. Yorucu bir sistem olsa da zamanla oturuyor :) İlk 100 sayfada sıkılabilirsiniz ama devamında aksiyon artacak ve ikinci kitaba başlamış bulacaksınız kendinizi.
Walter bence kitaba renk katmış. Kibar konuşması hele çok hoş. Ivory çözülebilecek bir karakter değil en azından ilk kitapta çözmek mümkün olmuyor. Benim İlk Gün yorumlarım bu kadar, İlk Gece yorumu da hızlıca gelecek.
ARKA KAPAK
"Sonsuz küçük ya da sonsuz büyük olan nedir ve her şeyin başladığı sıfır ânı nedir?"
"Ben paleoantropoloğum, müzede çalışmıyorum, bir Pierre'le, bir Antoine'la ya da bir Jérôme'la tanışma fırsatım olmadı yıllardır; çocuğum yok; severek yaptığım zor bir mesleğim var ve kınanacak yanı olmayan bir tutku yaşadığım için olağanüstü şanslıyım."
"Adım Adrianos, annemin doğduğu kasaba hariç, uzun zamandır 'Adrian' diyorlar bana. Astrofizikçiyim, uzmanlık alanım, Güneş sisteminin dışındaki yıldızlar. Dünya yuvarlaktır, uzay bükülüdür ve evrenin sırlarını kavramak için yolculuk etmeyi, en iyi gözlem noktasının, büyük kentlerin uzağındaki zifirî karanlığın peşine düşüp gezegeni en ücra köşelerine kadar, hiç durmadan, bir baştan bir başa dolaşmayı sevmek gerekir. Sanırım, beni bunca yıldır, insanların çoğunun yaptığının tersine bir ev, bir eş ve çocuklara sahip olmaktan alıkoyan, rüyalarımdan hiç çıkmayan o soruya günün birinde bir yanıt bulmak umudu oldu: Gündoğumu nerede başlar?"
İki idealist biliminsanıydılar... İki eski sevgili... 15 yıl sonra karşılaştıklarında ikisinin de yaşamında sadece bilim vardı... Aşk tekrar araya girdi... Biri ilk insanın, diğeri ilk günün peşindeydi... Güçlerini birleştirdiler... Ama aradıklarının peşinde yalnız değildiler... Üstelik diğerleri, yollarına ölüm tuzakları kurmaya başlamıştı bile...
0 yorum:
Yorum Gönder