Bu romanla ilgili Forever Young Adult sitesi yazarı Sarah Pitre şöyle demiş: "Yalancılar tıpkı bir cam kırığı parçası gibi; önce ışıl ışıl parlıyor, sonra da kesiyor. E. Lockhart kendi sınırlarını aşarak, ustaca ve karanlık bir biçimde, zenginlikleri altında ezilmiş, çarpıcı bir parçalanan aile portresi çiziyor." Bu yoruma daha fazla katılamazdım. Nasıl yorum yapacağımı şaşırdığım ender romanlar arasında yerini alan Yalancılar'ın yorumunu yapmak için kafamı toplamam 4-5 gün sürdü. Önce bir etkisinden çıkmam gerekiyordu. Yoksa bu yorum muhteşem, bayıldım, fevkalade, şahane, dehşet güzel gibi birbirine benzer kelimelerden oluşacaktı.
Zaman geçti diye güzelliğinden bir şey yitirmedi tabii ki. Cidden güzeldi. Okunmasını mutlaka tavsiye ederim. Ancak kitap sonunda okuduğum yorumlara bakarak tahmin edilemez bir son olduğunu söylemek yanlış olur. Gayet tahmin edilebilirdi. Olayı tahmin ettim ancak olayın nasıl gerçekleştiğini bilmek zordu. Sona doğru anlaşılır hale geliyordu. Yine de elimden bırakamadan okudum. Zaten çok kısa bir roman. Başladıktan sonra bitirmeden bırakmak istemiyor insan. Çünkü büyük bir şeyin geleceğini en baştan biliyorsun.
Biraz konudan bahsedeyim. Amerika'da Kayın Adası isminde bir ada var. Zamanında Harris Sinclair tarafından alınmış ve bu adaya belirli aralıklarla 4 konak inşa edilmiş. Harris ve Tipper Sinclair, Clairmont'ta kalıyorlar. Çiftin 3 kızı var. Carrie, Bess, Penny. Bu üç kız eşleri(daha sonra üçü de eşinden ayrılıyor) ve çocuklarıyla Kızıl Konak, Beşik Konağı ve Rüzgar Konağı'nda kalıyor. Mükemmel bir aile olduklarına inanmış bu insanlar mükemmel olmaya çalıştıkları ve zayıflıklardan kaçtıkları hayatlar yaşıyorlar. Bir de gençler var. Harris'in torunları. Cadence, Johnny, Mirren, Will, Liberty, Taft. Hepsi de mükemmel aileye uyma çabasıyla yetiştirilmiş.
Sadece yazlarını bu adada geçiren aile yine yaz olunca bir araya geliyor ancak bu kez Carrie, Ed isminde bir Hintli adamla beraber ve Ed'in yeğenini Gat'i de adaya götürüyorlar. O yıldan sonra her yaz Johnny'nin isteğiyle Gat'te adaya geliyor. Cadence, Mirren, Gat ve Johnny birbirlerinin yaşıtı olduğundan çok iyi anlaşıyorlar ve tüm yazı birlikte geçiriyorlar. Yaşları 15'e geldiğinde büyük bir şey oluyor. Kitapta kaza diye bahsedilen olay öyle bir şey çıkıyor ki okurken üzülmekten başka bir şey gelmiyor elden.
Kitabı Cadence'in gözünden okuyoruz. Kazadan sonra başlayan kitap geçmişe götürüp aileyi tanımamızı sağlıyor. O nasıl bir aile demeniz mümkün. Şahsen ben dedim. Şu an demek istediğim şeyleri spoiler olacağı için diyemiyorum. Öyle ince bir çizgi var ki anlatamam. Bir şey deyip olayı mahvetmek istemiyorum. Duygusal yönden ciddi şekilde sarsan bir roman olduğunu ve biraz da ağlattığını söylemem gerek. Hani çok abartılacak bir roman değildi belki ama farklılığı bu romanı kesinlikle okunmaya değer kılıyordu. Şimdilik yorumum bu kadar. Yeni yazılarda görüşmek üzere. Hoşça kalın :*
0 yorum:
Yorum Gönder