Zümrüt Şelaleleri - Kimberley Freeman / Kitap Yorumu


Herkese selam

Bayram öncesi Kimberley Freeman'ın yeni kitabının çıktığını duymayan kalmadı sanırım. Hele yazarın takipçileri dört gözle bekledikleri kitaba kavuşmanın sevincini yaşadılar. Tabii ki bu kişilerden biri de benim. Ne yazsa okurum dediğim yazarlardan birinin yeni kitabı çıkarsa o kitap hızlıca okunur ve yorumlanır. Hele de beğenildiyse ki söz konusu Kimberley Freeman'sa beğenilmeme ihtimali olduğunu sanmıyorum. 

Sarah Jio sevenler için Kimberley Freeman romanları vazgeçilmez olur diye düşünüyorum çünkü tarzları aynı ama bana göre Freeman'ın kalemi daha güçlü. Her kitabında gizemi sonuna kadar yaşatmayı başarıyor. Zümrüt Şelaleleri'nde de tarzını bozmamış yazar. Yine 1920'ler ve 2010'lu yıllar arasında gidip geliyoruz. 1926 yılında Zümrüt Kaplıca Oteli'nde Violet ve Sam arasında yaşanmış bir aşkı okurken bir yandan da 2014'te bu aşıkların mektuplarını bulan ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen Lauren'in gizemi çözme çabalarını okuyoruz. 

Bölümlerin bazısı Lauren'in Zümrüt Şelalelerine gelme nedenlerini ve bulduğu aşk mektuplarının gizemini çözmeye çalışması üzerine kurulmuş. Lauren beni en çok üzen karakter oldu. 30 yaşına kadar yaşayamamış bir kız resmen. Abisinin hastalığı onu da eve kapamış. Abisinin ölümünden sonra abisini anlayabilmek için Zümrüt Şelalelerine yerleşiyor. Bunun nedeni de abisinin ölmeden önce oraya bir tatile gitmesi ve ölene kadar oranın güzelliklerini anlatması. Bir de 1926'dan kalma aşk mektupları var. Otelin restorasyonu sırasında otelle hiç alakası olmayan Lauren'in eline geçiyor mektuplar. Sam ve Violet'ı bulmayı delicesine isteyen Lauren, kendisi de aşka yelken açıyor. Sam ve Violet'ın sırrı da tabii ki ortaya çıkıyor. Sonunu biraz yavan bulmakla beraber genel olarak romanı beğendim.

Yazarın önceki romanlarından ikisini okudum ancak birinin yazısını yazmışım. Kor Adası yorumum için TIK. Bu arada Kır Çiçeği Tepesi'ni okumadan geçmeyin. Çok güzeldi. Yazarın ilk okuduğum kitabıydı ve benim için ayrıdır. Deniz Feneri Koyu kitaplığımda okunmayı bekliyor ama onu da çok seveceğime eminim :)

Son olarak Arkadya'nın her kitabının başında yer alan cümlelere bayılıyorum. Kitabın içinden can alıcı bir cümle alıyorlar ve kitabın kapağını açtığınız gibi bu yazıyı görüyorsunuz. Sizce de bu kitabınki fazla anlamlı değil mi?


Bir de hazır yeri gelmişken instagramdan paylaştığım görseli burda da paylaşayım. Sanırım Arkadya okumayı seviyorum :)


Instagramda kitap paylaşımlarımı @kitaplarinincisi hesabımdan takip edebilirsiniz. Hoşça kalın.

0 yorum:

Yorum Gönder