Okuduğum ilk Vefa Enver romanıydı. İtiraf ediyorum ki keşfetmekte geç kalmışım. Kurgu ile ilgili aklıma takılan bazı şeyler oldu. Netleşmeyen bazı noktalar var tabi ama herşeye rağmen okudukça keyif aldım.
Lal, bir müzik dehası. 13 yaşında Rusya'da kabul edildiği okul bunun en büyük kanıtı. Aile ilişkileri pek normal olmasa da ona göre ailesi olması gerektiği gibi. Babasının intiharı ile çocuk dünyası yıkılır. ve buna Kenan isimli adamın sebep olduğunu öğrendikten sonraki tek hayali Kenan'dan intikam almaktır. Okul için Rusya'ya geldiğinde Aleksi ile tanışır. Aleksi ile sağlam bir dostlukları var. Lal son on yılını intikam planları ile geçirirken Aleksi desteğini esirgemez. Nihayet intikam zamanı geldiğinde masumiyeti ve güzelliği ile Kenan'ı kolayca kendine çeker ancak nefret ve aşk arasındaki ince çizgi onu zorlamaya başlar.
Kenan, Erdinç'e büyük bir nefret beslemiştir. Yıllar öncesine dayanan bu nefret, Kenan'ı yıllar geçtikten sonra gurur duymadığı bazı şeyler yapmaya zorlar. Kadınlarla daima geçici ilişkiler kurmuştur. Ta ki Lal'i görene kadar. Lal dik kafalı, cesur, değişik bir kadındır. Ondaki gizemi çözme isteğini bastıramaz.
Romanda duygular oldukça güzel işlenmiş. Lal'in nefreti, bunun sebepleri, intikam planları biraz çocuksu bulduğum noktalar olduysa da aslında tam yaşına uygun hareketlerdi. Lal ve Kenan'ın arasındaki büyük yaş farkı kendini hissettiriyordu. Kenan olgun bir erkek olarak ona göre düşünüp davranırken, Lal gençlik ateşini belli ediyordu.
Erdal, insan bu kadar mı karaktersiz olur dedirtti bana. Lal'in annesi Banu yuh dedirtecek cinstendi, olmaz olsun öyle anne dedim yani. Osman Baba kesinlikle cuk oturmuş bir karakterdi daha fazla bile yer verilse olurdu. Menekşe ile ilgili kısımlar sona doğru açıklığa kavuştu da rahatladım. Herşeye rağmen Kenan'ın sevgisi çok güzeldi. Olgun adam başka tabi diyerek yazımı sonlandırıyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder