Yazar: Duygu Özlem Yücel
Yayınevi: DestekYayınları
Sayfa: 256
Baskı Yılı: 2013
Romanımızın baş karakteri Mehmet, İstanbul'da yaşayan İtalyan olan annesinin terk ettiği babası ile de mümkün olduğunca görüşmeyen, kendi tabiriyle hayatı gri yaşayan bir adamdır. Annesiz büyümesi sebebiyle kadınlara hoyrat davranır, değer bilmez ve ilişkileri uzun sürmez. Annesinin ağır hastalığı sebebiyle babası ile istemeyerek çıktığı İtalya yolculuğu onun hayatında büyük değişikliklere neden olur.
İtalya'da annesinin evli olduğu adam ve ailesini tanımasıyla ailenin nasıl bir şey olduğunu görür, aile sıcaklığı ve dayanışması ile tanışır. Bir de ilk gördüğü andan itibaren adını koyamadığı duygular hissettiği Lucia vardır ki Mehmet'in bambaşka biri olmasında onun çok büyük payı vardır.
Romanla ilgili yorumlarıma gelecek olursam öncelikle bir erkeğin dilinden yazılmış bir roman olması sebebiyle merak ediyordum. Hani erkekler pek duygusal olmazlar yaa acaba romanda çok duygusal bir Mehmet mi okuyacağım diyordum. Ancak yazar bu konuda çok başarılıydı. Yani bir erkeğin olabileceği romantikliği yakalamıştı.
Bu romanda bir şeyleri yoluna koymak için geç kalmış olduğumuzu düşünsek bile aslında geç olmadığını, özellikle aşktan ümidi kesmemek gerektiğini okuyoruz. Bir İtalyan Masalı okumaya hazır olun :) Ben okurken büyük keyif aldım, bazı cümleler beni kalbimden vurdu. İsmini fazlasıyla hak eden bir roman diyorum ve burda noktalıyorum. Keyifli haftasonları diliyorum.
Bu arada Yazar Duygu Özlem Yücel ile mart ayında bir röportaj yapmıştık. Okumak isteyenler TIK
NOT: Kitabın arasında gördüğünüz o pembe kalpli örgü ayraç için Müge'ciğime çok teşekkür ediyorum.
ARKA KAPAK
"Güneş nasıl Toskana'da böyle hüzünlü batıyor?
Ve nasıl oluyor da; her batan güneşle birlikte geçmişimden, ruhumdan ve varlığımdan toprağa binlerce parça akıyor?
Peki ya, güneş nasıl Toskana'da böyle mucizevi doğuyor? Ve nasıl oluyor da; son doğan güneşle birlikte geçmişime, ruhuma ve varlığıma sen doğuyor? Aşk doğuyor!" Toskana vadisinin kalbinde yazılan destansı bir masal… O henüz bilmiyordu ama; hiç bilmediği bir şehirde, hiç tanımadığı insanların içinde, hiç tatmadığı duygularla, sınanmaya hazırlanıyordu!
Aile bağlarıyla, Mutlulukla, Geçmişin karanlık sırlarıyla, Söylenmemiş sözlerle, Unutulmaya yüz tutmuş gözlerle, Umutla, Dostlukla, Sevgiyle, Nefretle, ve Aşkla!
Geçmişin karanlık yanı aydınlandığında, ruhun aşkın aleviyle yanacak! Ve ancak içindeki savaşlar bittiğinde gerçek aşkla sevişeceksin!
(Tanıtım Bülteninden)
Romanımızın baş karakteri Mehmet, İstanbul'da yaşayan İtalyan olan annesinin terk ettiği babası ile de mümkün olduğunca görüşmeyen, kendi tabiriyle hayatı gri yaşayan bir adamdır. Annesiz büyümesi sebebiyle kadınlara hoyrat davranır, değer bilmez ve ilişkileri uzun sürmez. Annesinin ağır hastalığı sebebiyle babası ile istemeyerek çıktığı İtalya yolculuğu onun hayatında büyük değişikliklere neden olur.
İtalya'da annesinin evli olduğu adam ve ailesini tanımasıyla ailenin nasıl bir şey olduğunu görür, aile sıcaklığı ve dayanışması ile tanışır. Bir de ilk gördüğü andan itibaren adını koyamadığı duygular hissettiği Lucia vardır ki Mehmet'in bambaşka biri olmasında onun çok büyük payı vardır.
Romanla ilgili yorumlarıma gelecek olursam öncelikle bir erkeğin dilinden yazılmış bir roman olması sebebiyle merak ediyordum. Hani erkekler pek duygusal olmazlar yaa acaba romanda çok duygusal bir Mehmet mi okuyacağım diyordum. Ancak yazar bu konuda çok başarılıydı. Yani bir erkeğin olabileceği romantikliği yakalamıştı.
Bu romanda bir şeyleri yoluna koymak için geç kalmış olduğumuzu düşünsek bile aslında geç olmadığını, özellikle aşktan ümidi kesmemek gerektiğini okuyoruz. Bir İtalyan Masalı okumaya hazır olun :) Ben okurken büyük keyif aldım, bazı cümleler beni kalbimden vurdu. İsmini fazlasıyla hak eden bir roman diyorum ve burda noktalıyorum. Keyifli haftasonları diliyorum.
Bu arada Yazar Duygu Özlem Yücel ile mart ayında bir röportaj yapmıştık. Okumak isteyenler TIK
NOT: Kitabın arasında gördüğünüz o pembe kalpli örgü ayraç için Müge'ciğime çok teşekkür ediyorum.
ARKA KAPAK
"Güneş nasıl Toskana'da böyle hüzünlü batıyor?
Ve nasıl oluyor da; her batan güneşle birlikte geçmişimden, ruhumdan ve varlığımdan toprağa binlerce parça akıyor?
Peki ya, güneş nasıl Toskana'da böyle mucizevi doğuyor? Ve nasıl oluyor da; son doğan güneşle birlikte geçmişime, ruhuma ve varlığıma sen doğuyor? Aşk doğuyor!" Toskana vadisinin kalbinde yazılan destansı bir masal… O henüz bilmiyordu ama; hiç bilmediği bir şehirde, hiç tanımadığı insanların içinde, hiç tatmadığı duygularla, sınanmaya hazırlanıyordu!
Aile bağlarıyla, Mutlulukla, Geçmişin karanlık sırlarıyla, Söylenmemiş sözlerle, Unutulmaya yüz tutmuş gözlerle, Umutla, Dostlukla, Sevgiyle, Nefretle, ve Aşkla!
Geçmişin karanlık yanı aydınlandığında, ruhun aşkın aleviyle yanacak! Ve ancak içindeki savaşlar bittiğinde gerçek aşkla sevişeceksin!
(Tanıtım Bülteninden)
0 yorum:
Yorum Gönder