Herkese merhaba
Turun son gününe gelmiş bulunuyoruz. Son günkü yorumlardan biri de benim yorumum olacak. İlk olarak kısaca kitabın konusundan bahsetmek istiyorum.
Stephen Valentine, yıllar önce ülkesinden ayrılıp Venedik'e yerleşmek zorunda kalmıştır. İngiltere kralı değiştiğinde, İngiltere'deki topraklarını geri istemek için saraya gider. Hiç ummadığı olaylar gelişir. Madrigal'ı ilk gördüğünde onun kim olduğundan haberi yoktur ve kendini ondan etkilenmiş olarak bulur.
Madrigal, ailesini kaybettikten sonra İngiltere kralının himayesi altında yaşamaya başlamıştır. Sarayda lavta çalarak çevresindekileri etkilemeyi başarmaktadır. Stephen ile karşılaşan Madrigal aralarındaki şeyin aşk olduğunu düşünse de Stephen'ın davranışlarına anlam veremez. Krala kurulan komployu istemeden öğrendiğinde bu haberi krala ulaştırmaya karar verir ve kendinde birtakım değişiklikler yaparak halk ozanı kılığında yollara düşer.
Kitabı hızlı bir şekilde okudum. Akıcılığı orta düzeydeydi. Stephen ve Madrigal'ın hikayesi bize o dönemin şartları hakkında bilgi veriyordu. Güller Savaşı'nı okumak hoşuma gitti. Tarihi aşk romanı türündeki kitabın benim için olumsuz tek yanı Türkler ile ilgili ara sıra geçen negatif cümlelerdi.
Bir şekilde milliyetçilik duygularımı harekete geçirdi. Türkleri haksız yere küçük gösteren sahnelerden rahatsız oldum.
Kitabın kapağı güzeldi ancak konuyla uyumla değildi. Orijinal ismi(Desire's Masquerade) ile bizdeki adı arasında pek bir bağ yok. Her şeye rağmen 1400'lü yılları okumak güzeldi. Benim bu kitap için puanım 3/5 idi. Yeni turlarda görüşmek üzere... Hoşça kalın.
Ortaçağ dokusunu kitaplarda bulmayı hep sevmişimdir. Ama maalesef son zamanlar çıkan çoğu tarihi yabancı dizi ve kitapta bu çeşit küçük gösterme, olduğundan çok daha barbar anlatma gibi durumlar sık rastlanıyor.
YanıtlaSilBloguma da beklerim.
http://kanvekuller.blogspot.com.tr/