Aşka Yolculuk - Jill Shalvis / Kitap Yorumu (Şanslı Liman #1)


Herkese merhaba

Jill Shalvis, uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. Okuyan arkadaşlarımdan özellikle Şanslı Liman serisiyle ilgili hep iyi yorumlar duymuştum. Ancak seri çok fazla kitaptan oluştuğu için başlamak istemiyordum. En sonunda ukitaptan bir arkadaşın serinin ilk iki kitabını çok uygun fiyata sattığını görünce dayanamayıp aldım. Başlamak için biraz bekledim, çünkü seriyi tamamlayıp öyle başlamak istiyordum ancak dün dayanamayıp okudum ilk kitabı :) Tam bu havaların kitabı diyebilirim. Kafa dağıtmalık, sımsıcak bir hikaye... Jill Shalvis ile henüz tanışmadıysanız bir şans vermek isteyebilirsiniz. Zaten kitap elinize aldığınız gibi bitiyor :)



Serinin ilk üç kitabında üç kız kardeşin hikayesini okuyoruz. Aşka Yolculuk'ta hem bu üç kardeşle tanışıyoruz hem de yeni bir başlangıç yapmaya delice ihtiyaç duyan Maddie'nin hikayesini okuyoruz. Bir prodüksiyon şirketinde asistan olan Maddie, avukat sevgilisi Alex'ten şiddet görerek ve en sonunda hafif bir şiddet gösterisiyle ayrılmıştır. Bu şiddet gösterisi şirkette olduğu için de işinden atılmıştır. Tam bir hippi olan ve üç kızını da yetiştirmeyen annelerinin onlara bir otel bıraktığını duyduğunda üç kardeş oldukça şaşırır. Hepsi kendi babalarıyla büyüdükleri için birbirlerine yakın olamamışlardır. Büyük kardeş Tara ve küçük kardeş Chloe'nin tek amacı oteli satıp bir an önce hayatlarına geri dönmektir. Oysa Maddie'nin dönecek bir işi ve evi yoktur. Durumunu gördüklerinde satılmanın yanına bile yaklaşamayacak olan bu oteli ya öylece bırakacaklar ya da tamir ettirip satılacak hale getireceklerdir. Maddie'nin ise çok daha farklı planları vardır.

Üç kardeş düşünün. Hepsi ayrı babalardan olduğu için farklı yerlerde büyümüşler ve yakın ilişkileri de yok. 5 yıldan sonra otelde bir araya gelen kızlar, kardeş olmanın ne demek olduğunu öğrendikleri bir maceraya atılıyorlar. En unutulmayacak karakterse sanırım Jax. Jax'in de kendi sırları var ve hepsi kendisiyle ilgili değil. Eski yaşantısını bırakıp büyüdüğü yere yerleşen Jax, sakin yaşamaya alışmış, belediye başkanı olmuş ve bir inşaat şirketi kurmuştur. İnşaat işleri yaparak geçimini sağlayan ve aynı zamanda tüm kasabaya yardım eden kadınların gözdesi Jax ile geçmişi unutup Şanslı Liman'da yeni bir hayata atılmaya çalışan Maddie'nin hikayesi içinizi ısıtacak. Okuyup keyif alabileceğiniz bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm. Başka yazılarda görüşmek üzere... Hoşça kalın.

Masallar Gerçek Olsa - Kristan Higgins / Kitap Yorumu


Herkese merhaba

Sevdiğim yazarlardan biri olan Kristan Higgins'in yeni romanı Masallar Gerçek Olsa'yı bitirdim. Çok güzeldi. Yıllar önce yazarın Geç Gelen Mutluluk kitabını okumuş ve çok sevmiştim. O yüzden bu kitabını da büyük hevesle okudum. Kesinlikle beni şaşırtmadı. Bu limoni havalarda akıcı bir kitap okusam diyorsanız Masallar Gerçek Olsa'yı listenize ekleyebilirsiniz. Sizi de pişman etmeyeceğini düşünüyorum :)

 Kısaca konusundan bahsetmek istiyorum. Gelinlik tasarımcısı olan Jenny, mutlu olduklarını sandığı bir evliliği bitirmiştir. Üstüne bir de eski kocası kısa süre sonra yeniden evlenmiştir ve bebek bekliyorlardır. Ailece görüşmeye devam ederler. Jenny, ikisinden nefret etmeyi istese de bunu başaramaz. Ancak onlarla sık sık görüşmek de onu üzmektedir. Jenny çareyi doğduğu yere taşınmakta bulur. Böylece görüşme sıklığı azalacaktır. Taşındığı yerde gelinlik mağazası açacak ve tasarım gelinliklerini dikmeye devam edecektir.


Jenny'nin kardeşi Rachel'ın çok mutlu bir evliliği vardır. Üçüz kızlarıyla ilgilenen Rachel, tam zamanlı annelik yapmaktadır. Ablasının taşınacak olmasına çok mutlu olsa da kısa süre sonra çok sevdiği kocasının onu aldattığını öğrenir. Pişman olduğunu söyleyen kocasının yalanlarını yakalamaya devam eden Rachel, en doğru kararı almak istemektedir. Terapiste gitmeye başlayan Rachel ve Adam'ın tek istediği eski mutlu günlere dönmektir. Ancak yaşananlar Rachel'da ciddi değişikliklere yol açmıştır.

Kitabın benim için önemli karakterlerinden biri de Leo'ydu. Gizemli Leo'nun sırları ortaya çıktıkça neden o şekilde yaşadığı anlaşılıyordu. Köğeği Loki'yi de unutmamak lazım. Loki'ye neden o kadar düşkün olduğunun açıklandığı an biraz gözleri nemleniyor insanın ister istemez. Onun dışında Jenny'nin eski kocası Owen ve Owen'ın yeni eşi Ana-Sofia kitapta belli bir yer kaplıyordu. Ve Owen'dan resmen nefret ettim. Hele sonlara doğru Jenny'ye söyledikleri tam bir pislik olduğunun kanıtıydı. Mükemmel Owen'ın sonradan düştüğü haller hoşuma gitmedi değil :)

Masallar Gerçek Olsa, baştan sona her şeyiyle severek okuduğum bir kitap oldu. Basit bir konu olduğu düşünülebilir ama anlatım kesinlikle şahaneydi. Zaten gerçek yaşamda insanların başına gelebilecek sıradan bir konuyu böyle güzel anlatmak değil mi önemli olan? En kısa zamanda yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Şimdilik hoşça kalın :)