Bioblas Procyanidin Saç Dökülmesine ve Yağlanmaya Karşı Şampuan


Herkese merhaba

Blogumu takip edenler bilir doğru şampuanı bir türlü bulamamak gibi bir problemim var. Başlarken galiba bu sefer oldu, yeni arayışlara gerek kalmayacak diyorum ama kullandıkça ilk başta gözlemlediğim etki de ortadan kayboluyor.


Bioblas şampuanı kullanmaya başladığımda saçlarıma gözle görülür bir dolgunluk verdi. Çevremden de sık sık hangi şampuanı kullanıyorsun saçların çok güzel görünüyor sözlerini duydum. Saçlarım ince telli ve maalesef gür değil. Bu da çabuk bir şekilde sönükleşmesini sağlıyor. Çok çabuk yağlanması da cabası. Bioblas Procyanidin yağlanmaya karşı şampuan ile saçlarımın yağlanma süresini 2 güne getirdim. Cidden fark yarattı. Normalde saçlarımı sabah yıkasam akşamına yağlanma başlar. Bu şampuanı düzenli kullandığımda iki günü çok rahat geçiriyordum. Rahat derken hacimli bir şekilde demek istiyorum.

Bioblas Procyanidin Saç Dökülmesine ve Yağlanmaya Karşı Şampuanı 1 ay kullandıktan sonra saçımda aşırı dökülme başladı. Bu dökülmeyi direk şampuana yoramıyorum çünkü malum stres hepimizin baş düşmanı ve saç dökülmelerinin de genelde bir numaralı sebebi. Son zamanlardaki stres yoğunluğundan olabileceğini düşünsem de ne olur ne olmaz diyerek bu şampuana ara verdim. Ama kesinlikle belli bir zaman geçince tekrar kullanacağım çünkü hala Bioblas bitkisel formüllü şampuanın verdiği hacmi bulamadım. Şu an farklı bir şampuan kullanıyorum. Eh işte diyebileceğim bir şampuan. Dökülme probleminde de bir değişiklik yok. 


Bioblas şampuanla ilgili söylemek istediğim şeylerden biri de temizleme açısından çok başarılı olduğu. Hatta kullanırken fark ettiğim bir diğer şey şampuanı saçımda biraz beklettiğimde saçlarımın daha dolgun olduğuydu. Dökülmenin sebebini bulabilirsem ilk fırsatta yine Bioblas'a dönüş yapacağım. Benim gibi hacim sorununuz varsa ve saçlarınız çok çabuk yağlanıyorsa bu şampuanı deneyebilirsiniz. Ben tekrar kullanmaya başladığımda etkileri bu yazının sonuna güncelleme yaparak yazacağım.

Şampuanın içeriğinden bahsetmeden yazıyı bitirmeyeyim. Procyanidin, üzüm çekirdeğinden gelen bir antioksidandır. Bu madde, saçın dökülmesini azaltmasının yanı sıra saçların sağlıklı gelişmesini ve büyüme evresinin uzun sürmesini sağlar. Aynı zamanda B3 vitamini de sebum salgısını dengeleyip fazla yağlanmayı önler. Vitaminler ve minerallerle zenginleştirilmiş bitkisel serum sayesinde saç telleri daha kalın ve güçlü olur. En kısa zamanda dökülme problemini çözerek, memnun kaldığımda stokladığım bu şampuana dönmeyi umut ediyorum. Başka yazılarda görüşmek üzere... Hoşça kalın.

Sisli Hatıralar Rıhtımı - Hazel Gaynor / Kitap Yorumu


Sisli Hatıralar Rıhtımı, yazarın ülkemizde basılan 2. kitabı. Ben yazarı yeni keşfettim. Menekşeler Fısıldarken'i okumamıştım ama bu romandan sonra onu da listeme ekledim. Ciddi anlamda etkileyici bir hikaye var bu romanda. Duygusal biriyseniz ağlamadan bitirebileceğinizi sanmıyorum.

Titanic faciasını bilmeyen yoktur. İnanılmaz üzücü bir olay. Üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçmiş olsa da unutulmayan olaylar arasında yer alıyor. Yazar, Sisli Hatıralar Rıhtımı'ı gerçek olaylardan yola çıkarak yazmış. Hatta kitabın sonunda hangi gerçek kişilerden esinlendiğini de tek tek açıklamış. Her ne kadar bazı kısımlar kurgu olsa da gerçekten o olayın yaşandığını bilerek okumak zaman zaman beni zorladı.

“Yaşam kırılgan bir şeydir Grace, bir kiraz çiçeğinin yaprağından farklı değildir. Bir an büyüyüp çiçek açarken, bir an sonra aniden çıkan bir rüzgarla yere düşebilir. Hayatımızı garanti olarak görmemeli ve kendimizi mutlu etmek için elimizden geleni yapmalıyız.”

İrlanda'nın bir köyünde yaşayan Maggie, annesinin ölmesiyle yalnız kalır. Amerika'da yaşayan teyzesi onu almaya geldiğinde onlarla birlikte 12 kişi daha Amerika'ya gitmeye karar verir. Bu 14 kişi Titanic ile seyahat edecekleri için çok heyecanlıdır ama Maggie'nin içi rahat değildir. Sevgilisi Seamus'u geride bırakacak olmak onu fazlasıyla üzer ama Seamus, hasta babasını bırakamayacağı için mektuplarla bu ilişkiyi sürdürmeyi kararlaştırırlar. Gitme günü geldiğinde 14 kişi yola çıkar. Tıtanic'e binip yola çıktıklarında herkes gibi onlar da yaşanacaklardan habersizdir.

"'Diğerlerini sonraki filikayla getireceksiniz, değil mi?'

Harry subayın gözlerine baktığında daha önce hayatında hiç görmediği, yaşadığı müddetçe de bir daha asla görmek istemediği bir korku gördü.

'Bu son filika,' dedi subay sesini alçaltarak. 'Başka yok.'"

Bölümler arada 1912'yi arada da 1982'yi anlatıyor. Olayları birden fazla karakterlerin gözünden okuyoruz. 1982'nin anlatıldığı kısım Grace'in yer aldığı bölümler. Gazetecilik okuyan Grace, babasının ölümüyle birlikte MS hastası olan annesini yalnız bırakmamak için okula ara verip onunla yaşamaya başlar. Geçen 2 yılda hayallerinin peşini bırakan Grace, 21. doğum gününü kutlarken daha önce duymadığı gerçekleri öğrenir. Büyük büyükannesi Maggie, Titanic'ten kurtulanlar arasındadır ve o güne kadar ailede bu konuyla ilgili hiç konuşulmamıştır. Grace'e okuluna dönüp hayallerini gerçekleştirmesi için bir sebep vermeye kararlı olan Maggie, tüm yaşananları kızının torununa anlatır.

"Asla ardında pişmanlıklar bırakma Grace. Ancak seçeneklerimizin ne olduğunu bildiğimizde bir seçim yapabiliriz. Eğer geri çekilir, arkamızı döner ve saklanırsak, seçeneklerimizin ne olduğunu asla bilemeyiz. En sonunda yaşlandığında merak eder ve pişmanlık hissedersin. Ümit dolu bir hayat yaşa. Pişmanlık dolu değil."

Kitaptaki detaylar hoşuma gitti. Maggie'nin cebinde kalan mektuplar, Peggy'nin takıntılı olduğu şapkası, şanslı Harry'nin Titanic'in batışından sonraki hayatı, Seamus ile ilgili şok edici son, Maggie'nin günlüğü ve muhtemelen buraya yazamadığım çok daha fazla detay kesinlikle konuyu zenginleştirmişti. Kitabın bazı bölümlerinin başında gerçekten Titanic'ten gönderilen telgraf mesajları yer alıyordu. Hiç sıkılmadan okudum. Hele Grace'in makalesinin yayınlanmasıyla ortaya çıkanlar çok daha güzeldi. Sanırım en favori sahnem de Titanic'in batığının bulunduğu sahneydi. Tadını kaçırmamak adına detaya girmemeye çalıştım ama fazlaca etkilendiğim için çok kısa yazmak istemedim. Daha fazla uzatırsam da olayları açıklamaya başlayacağımı biliyorum :D O yüzden burada yorumumu sonlandırıyorum. Etkileyici ve gerçekleri barındıran romanlar seviyorsanız Sisli Hatıralar Rıhtımı'nı kesinlikle öneririm.

"'Bu tarihi nasıl bu kadar net bir şekilde hatırladığımı biliyor musun Grace?'

'Nasıl?' Grace, Maggie'nin cam gibi gözlerine dikkatle baktı. Etraflarındaki hava bir an için hareketsiz kalmış gibiydi. Grace'in bedeni adeta buz kesti.

'Ben de oradaydım. Titanic'teydim.'"