Gözlerinin Esareti - Jennifer Royce / Yorum


Orijinal İsim: Gözlerinin Esareti
Yazar: Jennifer Royce
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa: 573
Baskı Yılı: 2015

Herkese merhaba

Öncelikle belirteyim tarihi aşk romanı pek okumam. Daha önceki birkaç denememde okumamamın daha hayırlı olacağına karar vermiştim :) Ancak Gözlerinin Esareti fırtınasına dayanamayıp okudum. İyi ki okumuşum diyorum. Türkler istese her türün en güzelini yazar arkadaş, bunu bir kez daha görmüş oldum.

Biz hep alışmışız tarihi roman dedin mi illa yabancı yazar yazacak diye. Öyle bir şey yok. En güzel örneği Jennifer Royce (yazar Türk takma ad kullanıyor). Bu roman tekrar bu türü okuyabileceğimi gösterdi bana.

Fazlasıyla akıcıydı. Karakterler yerli yerindeydi. Göze batan, ne alaka diyebileceğimiz şeyler yoktu. Gerçekten okurken keyif aldım. Bu türü sevmiyorsanız bile şans vermenizi öneririm. Bizde de dolu dolu romanlar yazılıyor. İlla ki yabancıların yazması şart değil.

Biraz konusundan bahsedeyim. Keira, annesini erken kaybetmiş, babası tarafından hiç sevilmemiş, yaşadığı kalede hapis hayatına benzer bir hayat yaşayan bir kızdır. Tek isteği birazcık sevilmek ve babasının sevgisini kazanabilmek umuduyla Karanlıklar Lordu Kayran'ı öldürmek istediğini söyler. Savaşın devam ettiği dönemde karşı ülkenin acımasız komutanını gizlice öldürmek için düşmanın yerleştiği bölgeye gider ve hedefinin çadırına sızmayı başarır ancak o andan sonrası onun için pek başarılı olmayacaktır.

Kayran yani asıl adıyla Rafael, çocukken ailesinin öldürülmesiyle bambaşka biri haline gelir. Acımasızlığı ile ün salmıştır ancak bu acımasızlığı sadece savaş meydanında erkeklere karşıdır. Kadın ve çocuklara karşı asla kötülük yapmamaktadır. Ülkesinin kralıyla çocukluk arkadaşıdır ve ülkenin komutanı olmayı genç yaşında başarmıştır. Herkesin adını duyduğunda korktuğu bir kişi haline gelmiştir. Bir gece gizlice çadırına giren kişinin bir kız olduğunu anladığında ve o kızdan etkilendiğini fark ettiğinde onun için de bir umut doğacaktır.

Ana karakterler Keira ve Rafael olsa da ben Rodolfo ve Almira'yı da sevdim. Keşke daha çok okuyabilseydik. Öyle çılgın bir kral ve kraliçe bir daha kimbilir ne zaman denk gelecek.

Kapaktan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Kapaktakiler direk Kayran ve Keira dedim okudukça. O kadar uygun olmuş yani. Böyle romanların ve kapakların devamını bekliyorum. Yazarı da artık sıkı takibe aldım. Yorumu burada bitiriyorum yoksa yazdıkça yazacağım. Mutlu günler :)

ARKA KAPAK

Sevgiye aç bir kadınla… Kalbi buz tutmuş bir adam… Tutkuyu keşfettiklerinde, dönüşü olmayan bir yola girmek zorunda kalırlar...

Küçüklüğünden beri aradığı sevgiyi bulamayan Keira Destina'nın tek bir dileği vardı; kendisini gerçekten sevecek bir kalp. Babası tarafından sürekli hor görülüp, sevgisiz ve korumasız bir hayat süren Keira, şeytanla yaptığı anlaşma sonucu Karanlıklar Lordu'nu öldürmeye kalkıştığında, hayatının altüst olacağından habersizdi. Herkesin, önünde korkuyla titrediği Karanlıklar Lordu tarafından esir alınan genç kız için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Karanlıklar Lordu Kayran için, bu namı almak hiç de kolay olmamıştı. Katıldığı tüm savaşlardan galibiyetle ayrılmış, düşmanlarının korkulu rüyası haline gelmişti. Karanlık ruhunun bir tek savaş meydanlarında ışığa kavuştuğuna inanan bu adam, bir gece çadırına gizlice sızan, asil ama hırçın bir güzelin ölümcül saldırısından kendisini korumak isterken, onu bekleyen sürprizin farkında değildi. Gözlerine ilk baktığı an, bu kızın tanıdığı tüm kadınlardan farklı olduğunu anlamıştı. Genç kızın öfkesinin ve cazibesinin ateşi Kayran'ın buz tutmuş, karanlıklar içindeki kalbini sarmıştı. Genç adam için artık tek bir gerçek vardı; bu asi güzel ona ait olmalıydı!

2 yorum:

  1. çok çok çok teşekkür ederim bana böyle bir şans verdiğin için :D Yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle :D

    YanıtlaSil
  2. Yeni kitapları merakla bekliyorum :D

    YanıtlaSil