FİLM / Labirent: Ölümcül Kaçış


Filmi vizyona girişinin 2. gününde izleme fırsatı bulmuştum. Yazmak için geç kaldım malesef. Öncelikle film kitap uyarlaması. Ben kitabı okumadım ancak film çıkışı niye okumamışım diye baya üzüldüm. En kısa zamanda seriyi okumayı planlıyorum.

Film güzeldi, dolu dolu bir filmdi benim için. Labirent'in içi gerilmeme neden oldu bazı sahnelerde. Sürekli akıl yürütürken buldum kendimi :) Bu çocuklar nasıl kurtulcak, Thomas'ın oraya gönderiliş amacı ne deyip durdum içimden. Bir de asansörden son gönderilen kişi Teresa çıkınca işler daha bir karıştı. Teresa'nın Thomas'ın adını sayıklaması. Labirent'in içindeki yaratıklar falan ne bileyim bol aksiyonluydu. Bu da sevmem için yeterli oldu. Kadro tabii ki gençti. Oyunculuklar muhteşem değildi belki ama o şaşkınlık falan iyi yansıtılmış. Ben 5 üzerinden rahat bir 4 veririm bu filme :) Sonraki film postu muhtemelen Dracula: Başlangıç olacak. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle.

FİLMİN KONUSU

Thomas yukarı doğru hareket eden bir asansörde uyanır. Kapılar açıldığında kendini bir grup yaşıtıyla bulur. Bu koloni onu bir kayranda karşılar. Kayran devasa büyüklükteki duvarların çevrelediği geniş bir alandır. Thomas'ın aklı bulanmış, nerede olduğunu, nereden geldiğini, ailesinin kim olduğunu, geçmişini ve hatta kendi ismini dahi hatırlayamamaktadır. Tek bildikleri şey her sabah labirente gidilen dev bir kapının açıldığıdır. Her akşam ise güneş batarken kapı kapanır. Her otuz günde bir asansörle yeni bir çocuk gruba katılır. Fakat beklenmedik bir şey olur ve bir hafta sonra asansör labirente Teresa adında bir kızı getirir.

FİLMDEN KARELER








0 yorum:

Yorum Gönder